Asgari geçim indirimi, işçiye işveren tarafından sağlanan nakdi bir yardım olarak kabul edilemez. Bu sebeple de tazminata esas giydirilmiş ücretin hesaplanmasında asgari geçim indirimi miktarı çıplak ücrete dahil edilemez.
İşçinin ücretinin kanun veya sözleşme hükümlerine göre ödenmemesi işçiye haklı fesih imkanı verir. Ücretin hiç ya da bir kısmının ödenmemiş olması bu konuda önemsizdir. Davacının ücret alacağı bulunduğu anlaşılmakla iş sözleşmesini feshi haklıdır. Bu sebeple davacı kıdem tazminatına hak kazanmıştır ancak iş sözleşmesini haklı da olsa fesheden tarafın ihbar tazminatı talebi kabul edilemez.
İşçinin işyerini haklı nedene dayanmadan kendisinin terk ettiği anlaşıldığına göre kıdem ihbar tazminatı isteklerinin reddi yerine kabulüne karar verilmesi hatalıdır.
Kıdem tazminatı ödenebilmesi için işçinin 1 yıl çalışması gerekmektedir. 1 yıl dolmadan iş sözleşmesi feshedilen işçilere kıdem tazminatı ve izin ücreti verilemez.
Ücretlerin ödenmemesi işçiye haklı nedenle fesih hakkı verir. Ücretsiz izne çıkılan dönemler için de kıdem tazminatı hesabında herhangi bir hesaplama yapılmaz, bu günler dikkate alınmaz.
Satışlardan elde edilecek tüm gelirlerin belirli bir oranının çalışanlara dağıtılacağına yönelik ödemeler teşvik primi olup daimilik arzetmediğinden ve değişken olduğundan kıdem tazminatı hesabında dikkate alınmaz.
Kıdem tazminatını gerektirecek şekilde askerlik, kadın işçinin evlenmesi somut olayda söz konusu olduğu gibi emeklilik nedeni ile hizmet sözleşmesinin feshi halinde karşı tarafa önel verme zorunluluğu yoktur. Bu bakımdan emekliye ayrılan davacı işçinin davalı bankaya önel vermeksizin işyerinden ayrılması nedeni ile davalı ve karşı davacı banka yararına ihbar tazminatının hüküm altına alınması hatalıdır.
Emekli olduktan sonra çalışan kişilerin belirlenen süre içerisinde seçimlik hakkını kullanması gerekmektedir. Bu durumda davacı seçimlik hakkını kullanarak işten kendisi ayrıldığından kıdem tazminatı talep etmesi mümkün değildir. Aynı konuda mahkemenin direnmesi üzerine Hukuk Genel Kurulunca da kıdem tazminatı alamayacağına ilişkin karar verilmiştir.
İş şartları ağırlaşacak şekilde, bir yerden başka bir yere evini nakleden işçilere, yol parası da verilmediği zaman, kıdem tazminatı ödenmesinde sakınca bulunmamaktadır.
Memuriyette geçen hizmetlerinin kıdem tazminatı hesabında nazara alınmadığı gerekçesi ile fark kıdem tazminatı isteğinde bulunmuştur. Mahkemece bu sürenin kıdem tazminatı hesabında nazara alınması doğru olup, kıdem tazminatı üst sınırının kontrol edilmesi gerekmektedir.
Asgari geçim indirimi, işçiye işveren tarafından sağlanan nakdi bir yardım olarak kabul edilemez. Bu sebeple de tazminata esas giydirilmiş ücretin hesaplanmasında asgari geçim indirimi miktarı çıplak ücrete dahil edilemez.
İşçinin ücretinin kanun veya sözleşme hükümlerine göre ödenmemesi işçiye haklı fesih imkanı verir. Ücretin hiç ya da bir kısmının ödenmemiş olması bu konuda önemsizdir. Davacının ücret alacağı bulunduğu anlaşılmakla iş sözleşmesini feshi haklıdır. Bu sebeple davacı kıdem tazminatına hak kazanmıştır ancak iş sözleşmesini haklı da olsa fesheden tarafın ihbar tazminatı talebi kabul edilemez.
İşçinin işyerini haklı nedene dayanmadan kendisinin terk ettiği anlaşıldığına göre kıdem ihbar tazminatı isteklerinin reddi yerine kabulüne karar verilmesi hatalıdır.
Kıdem tazminatı ödenebilmesi için işçinin 1 yıl çalışması gerekmektedir. 1 yıl dolmadan iş sözleşmesi feshedilen işçilere kıdem tazminatı ve izin ücreti verilemez.
Ücretlerin ödenmemesi işçiye haklı nedenle fesih hakkı verir. Ücretsiz izne çıkılan dönemler için de kıdem tazminatı hesabında herhangi bir hesaplama yapılmaz, bu günler dikkate alınmaz.
Fiilen çalışılmayan günler kıdem tazminatı hesabında dikkate alınmaz.
Satışlardan elde edilecek tüm gelirlerin belirli bir oranının çalışanlara dağıtılacağına yönelik ödemeler teşvik primi olup daimilik arzetmediğinden ve değişken olduğundan kıdem tazminatı hesabında dikkate alınmaz.
Kıdem tazminatını gerektirecek şekilde askerlik, kadın işçinin evlenmesi somut olayda söz konusu olduğu gibi emeklilik nedeni ile hizmet sözleşmesinin feshi halinde karşı tarafa önel verme zorunluluğu yoktur. Bu bakımdan emekliye ayrılan davacı işçinin davalı bankaya önel vermeksizin işyerinden ayrılması nedeni ile davalı ve karşı davacı banka yararına ihbar tazminatının hüküm altına alınması hatalıdır.
Emekli olduktan sonra çalışan kişilerin belirlenen süre içerisinde seçimlik hakkını kullanması gerekmektedir. Bu durumda davacı seçimlik hakkını kullanarak işten kendisi ayrıldığından kıdem tazminatı talep etmesi mümkün değildir. Aynı konuda mahkemenin direnmesi üzerine Hukuk Genel Kurulunca da kıdem tazminatı alamayacağına ilişkin karar verilmiştir.
İşçilerin ücretsiz izne gidilen ve rızası ile de ücretsiz izne ayrıldığı günler için kıdem tazminatı hesap edilmesi mümkün değildir.
İş şartları ağırlaşacak şekilde, bir yerden başka bir yere evini nakleden işçilere, yol parası da verilmediği zaman, kıdem tazminatı ödenmesinde sakınca bulunmamaktadır.
Memuriyette geçen hizmetlerinin kıdem tazminatı hesabında nazara alınmadığı gerekçesi ile fark kıdem tazminatı isteğinde bulunmuştur. Mahkemece bu sürenin kıdem tazminatı hesabında nazara alınması doğru olup, kıdem tazminatı üst sınırının kontrol edilmesi gerekmektedir.