Diş tedavisinde, hasta ile doktoru arasındaki hukukî ilişki vekâlet sözleşmesi; diş protezinde ise eser sözleşmesidir.Diş tedavisinde, doktorun yükümlülüğü, tıp dünyasında kabul edilen yöntemi uygulayarak, hastasını tedavi etmektir. Dolayısıyla, vekâlet sözleşmesinde, sonucun taahhüdü yoktur. Başka bir anlatımla tüm tedaviye rağmen hasta iyileşmese dahi, doktor yükümlülüğünü yerine getirmiş olur ve ücrete hak kazanır.Oysa, eser sözleşmesinde, doktor ( yüklenici ) belli bir sonucu ( eser ) taahhüt etmektedir. Hastanın kullanabileceği amaca uygun bir protez gerçekleşirse yüklenici sayılan doktor, borcunu ifa etmiş sayılır ve ücrete hak kazanır. Protez işinin yapımına engel bir durum varsa öncelikle doktorun bu durumu hastasına bildirmesi ve hastanın kabulü hâlinde de önce diş eti tedavisi yapması gerekir. Doktor, ancak bu bildirimden sonra sorumluluktan kurtulur.
Dava, maddi tazminatın tahsili istemiyle açılmıştır. Yanlar arasında kısa kollu çocuk tişörtlerinin fason üretiminin davalı şirket tarafından yapılması hususunda "sözlü sözleşme" yapıldığı çekişmesizdir. Davacı iş sahibi; davalı şirket ise yüklenicidir. Ayıplı olduğu ileri sürülen ürünler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmamış ve ürünlerin satılmış olması sebebiyle de, inceleme yaptırılması da olanaksız olmuştur. Davanın tümden reddi gerekir.
Dava, ihale sonucu yüklenilen lise inşaatı işine ait sözleşme ile aynı okulun ikmal inşaatı işine ait sözleşmeden kaynaklanmıştır. Davada, her iki işten dolayı davalı şirkete fazla ödeme yapıldığı iddia edilerek bu miktar alacağın davalı şirketten ve sorumluluğu bulunan idare elemanlarından müştereken ve müteselsilen tahsili istenmiştir. Yasa ve yönetmelik hükümlerine göre; fazla ödeme yapılmasına sebebiyet veren belgeleri imzalayanlar, ihmal ve kusurlarının bulunması halinde yapılan fazla ödemeden sorumlu olacaklardır. Sorumluluğun tespiti için; öncelikle imzalanan belgelerin fazla ödemeye sebebiyet veren belgelerden olup olmadığının belirlenmesi gerekir. her bir görevli tarafından yapılması gereken işlemlerle yapılan işlemlerin karşılaştırılarak fazla ödemenin yapılmasında ve idarenin zarara uğratılmasında ihmal ve kusurlarının bulunup bulunmadığının, ihmal ve kusurları varsa sorumlu oldukları miktarın tespiti gerekir.
Eser sözleşmesinde, Bayındırlık İşleri Genel Şartnamesinin sözleşme eki olduğunun kabul edilmesi halinde, önceki birim fiyatları ile ödemenin kabul edilmeyeceği itirazı sonuç doğurmaz. Yüklenicinin hakedişleri; "bağlı kağıttaki bu itirazlar saklı kalmak", ihtirazi kaydıyla imzalaması gereklidir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli alacağının tahsili istemine ilişkindir. 5 nolu hakediş şartnamenin 39. maddesine uygun şekilde "idareye verilen 06.06.2003 tarihli dilekçemdeki itiraz kaydı ile" kelimeleri yazılarak ve itiraz dilekçesi hakediş tutanağına eklenerek imzalanmıştır. Bu durumda ara hakedişlere anılan şartnamede belirtilen şekilde itiraz edilmemiş olması sebebiyle hakedişler yüklenici tarafından olduğu gibi kabul edilmiş sayıldığından bu hakedişlerle ilgili istemin reddi, bilirkişilerden alınacak ek raporla ara hakedişlerin kesinleşmiş olması da gözönünde tutularak 5 nolu ara hakedişle ilgili istemin değerlendirilerek davanın sonuçlandırılması gerekir.
İş sahibi, açık ayıplı işler için eseri teslim alırken bu konuda ihtirazi kayıtta bulunmadığından veya işin mutad cereyanına göre eseri muayene ve ayıpları geciktirmeden yükleniciye bildirmediğinden açık ayıplı işler bedelinin, iş bedelinden düşülmesi gerekmez.
Yapılacak bir muayenede anlaşılması olanaklı açık ayıplarda, eserin tesliminde iş sahibinin itirazda bulunmaması halinde yüklenici sorumluluktan kurtulmuş olur. Ayıp ihbarının sübutu her hangi bir şekle bağlı değildir. İş sahibi eseri teslim alırken kusurlu işlerin varlığını yükleniciye bildirdiği hakkında her türlü maddi delile dayanabilir.
Eser sözleşmesinde ayıplı olduğu ileri sürülen imalat, iş sahibine teslim edilmiş ve davalı tarafından gönderilen ihtarda ayıbın sözleşmede kararlaştırılan standartlara uygun olmaması niteliğinde olduğu açıklanarak ihtar tebliğ olunmuştur. Belirtilen bu kusurların niteliğince, mahkemenin de kabulünde olduğu gibi "açık ayıp" olduğu sonucuna varılmaktadır. Ayıpların "gizli" olduğu kabul edilse dahi, yükleniciye bildirilen ayıbın yasal süre içinde olduğu kabul edilemez. O halde, davacı yüklenici, tutarında uyuşmazlık bulunmayan dava konusu iş bedelinin tümünü davalıdan isteyebilir. Mahkemece, davanın kabulü gerekir.
Mesleki Konularda Uzman Personel Çalıştırma Hizmet Alımı ihalesiyle; başkan danışmanı, mali danışman, halkla ilişkiler koordinatörü, kaynakçı, şoför, elektrikçi, marangoz, sekreter, arşiv görevlisi ve benzeri adlar altında hizmet satın alınması kamu zararını doğurur mu?
KDV tevkifatı hatalı olarak yapılmamış olsa da, daha sonra yüklenici tarafından KDV yatırılmışsa, tevkifatın yapılmaması sorun oluşturmaz, kamu zararı olmaz.
Diş tedavisinde, hasta ile doktoru arasındaki hukukî ilişki vekâlet sözleşmesi; diş protezinde ise eser sözleşmesidir.Diş tedavisinde, doktorun yükümlülüğü, tıp dünyasında kabul edilen yöntemi uygulayarak, hastasını tedavi etmektir. Dolayısıyla, vekâlet sözleşmesinde, sonucun taahhüdü yoktur. Başka bir anlatımla tüm tedaviye rağmen hasta iyileşmese dahi, doktor yükümlülüğünü yerine getirmiş olur ve ücrete hak kazanır.Oysa, eser sözleşmesinde, doktor ( yüklenici ) belli bir sonucu ( eser ) taahhüt etmektedir. Hastanın kullanabileceği amaca uygun bir protez gerçekleşirse yüklenici sayılan doktor, borcunu ifa etmiş sayılır ve ücrete hak kazanır. Protez işinin yapımına engel bir durum varsa öncelikle doktorun bu durumu hastasına bildirmesi ve hastanın kabulü hâlinde de önce diş eti tedavisi yapması gerekir. Doktor, ancak bu bildirimden sonra sorumluluktan kurtulur.
Dava, maddi tazminatın tahsili istemiyle açılmıştır. Yanlar arasında kısa kollu çocuk tişörtlerinin fason üretiminin davalı şirket tarafından yapılması hususunda "sözlü sözleşme" yapıldığı çekişmesizdir. Davacı iş sahibi; davalı şirket ise yüklenicidir. Ayıplı olduğu ileri sürülen ürünler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmamış ve ürünlerin satılmış olması sebebiyle de, inceleme yaptırılması da olanaksız olmuştur. Davanın tümden reddi gerekir.
Dava, ihale sonucu yüklenilen lise inşaatı işine ait sözleşme ile aynı okulun ikmal inşaatı işine ait sözleşmeden kaynaklanmıştır. Davada, her iki işten dolayı davalı şirkete fazla ödeme yapıldığı iddia edilerek bu miktar alacağın davalı şirketten ve sorumluluğu bulunan idare elemanlarından müştereken ve müteselsilen tahsili istenmiştir. Yasa ve yönetmelik hükümlerine göre; fazla ödeme yapılmasına sebebiyet veren belgeleri imzalayanlar, ihmal ve kusurlarının bulunması halinde yapılan fazla ödemeden sorumlu olacaklardır. Sorumluluğun tespiti için; öncelikle imzalanan belgelerin fazla ödemeye sebebiyet veren belgelerden olup olmadığının belirlenmesi gerekir. her bir görevli tarafından yapılması gereken işlemlerle yapılan işlemlerin karşılaştırılarak fazla ödemenin yapılmasında ve idarenin zarara uğratılmasında ihmal ve kusurlarının bulunup bulunmadığının, ihmal ve kusurları varsa sorumlu oldukları miktarın tespiti gerekir.
Eser sözleşmesinde, Bayındırlık İşleri Genel Şartnamesinin sözleşme eki olduğunun kabul edilmesi halinde, önceki birim fiyatları ile ödemenin kabul edilmeyeceği itirazı sonuç doğurmaz. Yüklenicinin hakedişleri; "bağlı kağıttaki bu itirazlar saklı kalmak", ihtirazi kaydıyla imzalaması gereklidir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli alacağının tahsili istemine ilişkindir. 5 nolu hakediş şartnamenin 39. maddesine uygun şekilde "idareye verilen 06.06.2003 tarihli dilekçemdeki itiraz kaydı ile" kelimeleri yazılarak ve itiraz dilekçesi hakediş tutanağına eklenerek imzalanmıştır. Bu durumda ara hakedişlere anılan şartnamede belirtilen şekilde itiraz edilmemiş olması sebebiyle hakedişler yüklenici tarafından olduğu gibi kabul edilmiş sayıldığından bu hakedişlerle ilgili istemin reddi, bilirkişilerden alınacak ek raporla ara hakedişlerin kesinleşmiş olması da gözönünde tutularak 5 nolu ara hakedişle ilgili istemin değerlendirilerek davanın sonuçlandırılması gerekir.
İş sahibi, açık ayıplı işler için eseri teslim alırken bu konuda ihtirazi kayıtta bulunmadığından veya işin mutad cereyanına göre eseri muayene ve ayıpları geciktirmeden yükleniciye bildirmediğinden açık ayıplı işler bedelinin, iş bedelinden düşülmesi gerekmez.
Yapılacak bir muayenede anlaşılması olanaklı açık ayıplarda, eserin tesliminde iş sahibinin itirazda bulunmaması halinde yüklenici sorumluluktan kurtulmuş olur. Ayıp ihbarının sübutu her hangi bir şekle bağlı değildir. İş sahibi eseri teslim alırken kusurlu işlerin varlığını yükleniciye bildirdiği hakkında her türlü maddi delile dayanabilir.
Eser sözleşmesinde ayıplı olduğu ileri sürülen imalat, iş sahibine teslim edilmiş ve davalı tarafından gönderilen ihtarda ayıbın sözleşmede kararlaştırılan standartlara uygun olmaması niteliğinde olduğu açıklanarak ihtar tebliğ olunmuştur. Belirtilen bu kusurların niteliğince, mahkemenin de kabulünde olduğu gibi "açık ayıp" olduğu sonucuna varılmaktadır. Ayıpların "gizli" olduğu kabul edilse dahi, yükleniciye bildirilen ayıbın yasal süre içinde olduğu kabul edilemez. O halde, davacı yüklenici, tutarında uyuşmazlık bulunmayan dava konusu iş bedelinin tümünü davalıdan isteyebilir. Mahkemece, davanın kabulü gerekir.
Mesleki Konularda Uzman Personel Çalıştırma Hizmet Alımı ihalesiyle; başkan danışmanı, mali danışman, halkla ilişkiler koordinatörü, kaynakçı, şoför, elektrikçi, marangoz, sekreter, arşiv görevlisi ve benzeri adlar altında hizmet satın alınması kamu zararını doğurur mu?
Mücbir sebep hallerinde süre uzatımı verilebilmesi için usul olarak öngörülmüş 20 günlük süre içerisinde dilekçe verilmesi şartı önemli değildir.
LPG gibi, kararnamede yer almayan, bayi satış fiyatı yayımlanmayan mallar için fiyat farkı verilebilir mi?
KDV tevkifatı hatalı olarak yapılmamış olsa da, daha sonra yüklenici tarafından KDV yatırılmışsa, tevkifatın yapılmaması sorun oluşturmaz, kamu zararı olmaz.