Zamanında ödenmeyen hakedişlerdan kaynaklı olarak vade farkı istenebilmesi için, yanlar arasındaki sözleşmede vade farkının ödeneceğinin kararlaştırılmış olması ya da yanlar arasında yapılan uygulama ile kabul edilmiş olması zorunludur.
İmalât büyük oranda tamamlanmadığından idare fesihte haklı olup fazla ödemenin istirdadı ile menfi zararını isteyebilir. Olumsuz (menfi) zarar, sözleşmenin ifa edileceğine güvenmekten doğan zarardır. Bu zarar kapsamına daha elverişli şartlarda sözleşme yapma fırsatının kaçırılmış olmasından doğan zarar da girmektedir. Menfi zarar, yüklenici ile sözleşme yapılmamış olsaydı işin en yakın yaptırılabileceği fiyatla makul sürede başkasına yaptırılması nedeniyle ödenen tutar arasındaki fark olarak hesaplanmalıdır.
İdare tarafından yer tesliminin zamanında yapılamaması sebebiyle, yüklenicinin makul bekleme süresi sonrasında sözleşmeyi feshetmesi halinde manevi tazminat talep etme imkanı bulunmamakta; ancak, maddi tazminat talep etme hakkı bulunmaktadır.
Yüklenici ve idarenin ortak kusurlu olması halinde yüklenicinin kar kaybına yönelik alacak talebi yersizdir. Yüklenicinin gelir kaydedilen teminat mektubunun faiz ve komisyonlarını talep etmesi doğru olmadığı gibi, kusurlu olan idarenin de teknik eleman bulundurmama cezası ve gecikme cezası tahsili de doğru olmamıştır.
Sözleşmelerin feshinde veya başka bir yükleniciye işin yaptırılması hallerinde, kaçırılan fırsatın veya menfi zararın sözleşmede kararlaştırılması mümkün olup, kararlaştırılmadığı hallerde başka bir yüklenici ile sözleşme yapılmış olsa idi buna ödenecek bedel ile makul sürede yeniden yaptırılan bedel arasındaki fark menfi zarar olarak talep edilebilir.
Sözleşmelerin haklı nedenlerle feshi hallerinde, sözleşmede iki ihale arasındaki farkın talep edilebileceğine yönelik düzenleme olmasa da, hakim re’sen yasaları gözeterek karar verir ve kaçırılan fırsat esasına göre uğranılan menfi zararın ödettirilmesini ister. Menfi zarar iki ihale arasındaki fark değil, kısaca ihaleye en yakın teklif fiyatı ile yeniden yaptırılmak zorunda kalınan fiyat arasındaki fark olarak hesaplanmalıdır.
Alacağını zamanında alamayan yükleniciler munzam zararını idarelerden talep edebilirler. Munzam zararın mahiyeti ve içeriğine nelerin girdiği önemli olup, yüklenicinin alacağına geç kavuşması sebebiyle gerek, icra takipleri nedeniyle, gerekse diğer idarelere yapılamayan teslimatlar sebebiyle ve ayrıca, SGK ve Vergi Dairesine geç ödemeler ve yine taşınmazların elden çıkartılmak zorunda kalınması ve banka kredilerinin geç ödenmesi gibi hususlar üzerinde durularak, buna dair tüm deliller tam olarak toplanıp, illiyet bağının varlığı da tartışılarak davacının munzam zararı varsa hesaplattırılmalıdır.
Zamanında ödenmeyen hakedişlerdan kaynaklı olarak vade farkı istenebilmesi için, yanlar arasındaki sözleşmede vade farkının ödeneceğinin kararlaştırılmış olması ya da yanlar arasında yapılan uygulama ile kabul edilmiş olması zorunludur.
Menfi zarar, iki ihalenin tarihleri, miktarları ve ek işçilik unsurları uyarlanarak hesaplanmalıdır.
İmalât büyük oranda tamamlanmadığından idare fesihte haklı olup fazla ödemenin istirdadı ile menfi zararını isteyebilir. Olumsuz (menfi) zarar, sözleşmenin ifa edileceğine güvenmekten doğan zarardır. Bu zarar kapsamına daha elverişli şartlarda sözleşme yapma fırsatının kaçırılmış olmasından doğan zarar da girmektedir. Menfi zarar, yüklenici ile sözleşme yapılmamış olsaydı işin en yakın yaptırılabileceği fiyatla makul sürede başkasına yaptırılması nedeniyle ödenen tutar arasındaki fark olarak hesaplanmalıdır.
İdare tarafından yer tesliminin zamanında yapılamaması sebebiyle, yüklenicinin makul bekleme süresi sonrasında sözleşmeyi feshetmesi halinde manevi tazminat talep etme imkanı bulunmamakta; ancak, maddi tazminat talep etme hakkı bulunmaktadır.
Yüklenici ve idarenin ortak kusurlu olması halinde yüklenicinin kar kaybına yönelik alacak talebi yersizdir. Yüklenicinin gelir kaydedilen teminat mektubunun faiz ve komisyonlarını talep etmesi doğru olmadığı gibi, kusurlu olan idarenin de teknik eleman bulundurmama cezası ve gecikme cezası tahsili de doğru olmamıştır.
Sözleşmelerin feshinde veya başka bir yükleniciye işin yaptırılması hallerinde, kaçırılan fırsatın veya menfi zararın sözleşmede kararlaştırılması mümkün olup, kararlaştırılmadığı hallerde başka bir yüklenici ile sözleşme yapılmış olsa idi buna ödenecek bedel ile makul sürede yeniden yaptırılan bedel arasındaki fark menfi zarar olarak talep edilebilir.
Sözleşmelerin haklı nedenlerle feshi hallerinde, sözleşmede iki ihale arasındaki farkın talep edilebileceğine yönelik düzenleme olmasa da, hakim re’sen yasaları gözeterek karar verir ve kaçırılan fırsat esasına göre uğranılan menfi zararın ödettirilmesini ister. Menfi zarar iki ihale arasındaki fark değil, kısaca ihaleye en yakın teklif fiyatı ile yeniden yaptırılmak zorunda kalınan fiyat arasındaki fark olarak hesaplanmalıdır.
Alacağını zamanında alamayan yükleniciler munzam zararını idarelerden talep edebilirler. Munzam zararın mahiyeti ve içeriğine nelerin girdiği önemli olup, yüklenicinin alacağına geç kavuşması sebebiyle gerek, icra takipleri nedeniyle, gerekse diğer idarelere yapılamayan teslimatlar sebebiyle ve ayrıca, SGK ve Vergi Dairesine geç ödemeler ve yine taşınmazların elden çıkartılmak zorunda kalınması ve banka kredilerinin geç ödenmesi gibi hususlar üzerinde durularak, buna dair tüm deliller tam olarak toplanıp, illiyet bağının varlığı da tartışılarak davacının munzam zararı varsa hesaplattırılmalıdır.