Yapım işlerinde, kabul komisyonunun tespit ettiği eksikliklerin belirlenen sürede yüklenici tarafından giderilmemesi halinde geçecek her gün için giderilecek eksikliklerin durumuna göre sözleşmesinde gecikme cezası olarak yazılı olan miktarın belli bir oranında günlük ceza uygulanması gerekirken, sözleşmede yazılı ceza oranına göre sonuca gidilmesi hukuki değildir.
Sözleşmede kararlaştırılan ceza ifaya ekli ceza niteliğinde olup, eser ihtirazi kayıt ileri sürülmeksizin teslim alındığından arsa sahipleri olan davalılar-karşı davacıların ceza-i şart isteme hakları da düşmüştür.
İfaya ekli ceza, sözleşme ayakta olduğu müddetçe talep edilebilir. Olumlu zarar kapsamında bulunan ifaya ekli ceza -sözleşmede ayrık bir düzenleme yoksa- sözleşme varlığını sürdürdüğü sürece talep edilebilir. Ayrıca, bu haktan açıkça feragat edilmemiş olması veya ifanın ihtirazi kayıt bildirilerek kabul edilmiş olması da gerekmektedir.
Hakim fahiş cezayı indirmekle mükelleftir, taraflar tacir dahi olsa, tacirin ekonomik durumunun bozulup bozulmayacağı dikkate alınarak indirim yapılmalıdır.
İfaya ekli cezanın feshedilen sözleşmelerde istenebilmesi için bu yönde düzenleme yapılmış olması zorunludur, aksi halde feshedilen sözleşmelerde ifaya ekli ceza olamaz.
Ceza bedeli veya oranı çok yüksekse, bu oran butlandır, yok hükmündedir ve iptal edilmesi gerekir. Etik yönden toplumu rahatsız eden cezalar kabul edilemez.
Feshedilen sözleşmelerde ifaya ekli cezai şart talep edilemez; ancak, ceza talep edilebilir. İhtar süresi beklenilmek şartıyla, ihtar süresi kadar ceza talep edilebilir. Feshedilen sözleşmelerde ceza ihtar süresi ile sınırlıdır.
İhale ve mal teslim işlemlerinin gecikmesi hizmetin aksamasına, gecikmesine ve dolayısıyla kamunun bundan zarar görmesine neden olur. Bu yüzden bu tür sözleşmelerdeki ceza koşulu nitelendirilirken, idarelerin açıklanan özelliği gözden uzak tutulmamalıdır. İhtar süresi beklenilmişse ceza talebi mümkündür.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, eserin sözleşmede kararlaştırılan sürede teslim edilmemesi sebebiyle eser sahibi davalı tarafından ceza uygulanamayacağının tesbiti isteminden kaynaklanmıştır. BK.'nun 158/2. maddesinde; eserin kabulü sırasında ceza hakkından açıkca feragat edilmiş olması veya kayıt dermeyan edilmeksizin edanın kabul edilmiş olması hallerinde ceza isteme hakkının düşeceği hususu düzenlenmiştir. Mahkemece de yasal bu düzenleme gereğince ceza istenemeyeceği kabul edilmiştir. Ne var ki yanlar arasında imzalanan sözleşmenin 33. maddesinde "feragat eden tarafın yetkilileri tarafından imzalanmış yazılı bir feragatname diğer tarafa verilmedikçe taraflardan hiçbiri sözleşmede yer alan herhangi bir hakkından feragat etmiş sayılmayacaktır. Taraflardan birinin sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinden herhangi birini yerine getirmekten ihmali veya gecikmesi, zımni kabul anlamına gelmeyecektir." hükmüne yer verilmiştir. Sözleşmenin bu hükmüyle eserin sarih veya zımni kabulü halinde ceza hakkının düşmeyeceği, sözleşmeden doğan hakların taraflardan birisinin yetkililerince imzalanacak ve diğer tarafa verilecek bir feragatname ile düşeceği kabul edilmiştir. Bu nedenle, mahkemenin kabulünün aksine, eserin teslimi ile ceza hakkının düştüğü sonucuna varılamaz.
Yapım işlerinde, kabul komisyonunun tespit ettiği eksikliklerin belirlenen sürede yüklenici tarafından giderilmemesi halinde geçecek her gün için giderilecek eksikliklerin durumuna göre sözleşmesinde gecikme cezası olarak yazılı olan miktarın belli bir oranında günlük ceza uygulanması gerekirken, sözleşmede yazılı ceza oranına göre sonuca gidilmesi hukuki değildir.
Sözleşmede kararlaştırılan ceza ifaya ekli ceza niteliğinde olup, eser ihtirazi kayıt ileri sürülmeksizin teslim alındığından arsa sahipleri olan davalılar-karşı davacıların ceza-i şart isteme hakları da düşmüştür.
İfaya ekli ceza, sözleşme ayakta olduğu müddetçe talep edilebilir. Olumlu zarar kapsamında bulunan ifaya ekli ceza -sözleşmede ayrık bir düzenleme yoksa- sözleşme varlığını sürdürdüğü sürece talep edilebilir. Ayrıca, bu haktan açıkça feragat edilmemiş olması veya ifanın ihtirazi kayıt bildirilerek kabul edilmiş olması da gerekmektedir.
Hakim fahiş cezayı indirmekle mükelleftir, taraflar tacir dahi olsa, tacirin ekonomik durumunun bozulup bozulmayacağı dikkate alınarak indirim yapılmalıdır.
Sözleşmede aksine düzenleme yoksa, eserin itirazsız kabulüyle ceza isteme hakkı düşer.
Sözleşmenin feshi halinde ifaya ekli cezai şart talep edilemez.
İfaya ekli cezanın feshedilen sözleşmelerde istenebilmesi için bu yönde düzenleme yapılmış olması zorunludur, aksi halde feshedilen sözleşmelerde ifaya ekli ceza olamaz.
Fahiş cezanın hakim tarafından tenkıs edilmesi, indirilmesi gerekir, hakim tarafından bu durum re'sen gözetilmelidir.
Ceza bedeli veya oranı çok yüksekse, bu oran butlandır, yok hükmündedir ve iptal edilmesi gerekir. Etik yönden toplumu rahatsız eden cezalar kabul edilemez.
Feshedilen sözleşmelerde ifaya ekli cezai şart talep edilemez; ancak, ceza talep edilebilir. İhtar süresi beklenilmek şartıyla, ihtar süresi kadar ceza talep edilebilir. Feshedilen sözleşmelerde ceza ihtar süresi ile sınırlıdır.
İhale ve mal teslim işlemlerinin gecikmesi hizmetin aksamasına, gecikmesine ve dolayısıyla kamunun bundan zarar görmesine neden olur. Bu yüzden bu tür sözleşmelerdeki ceza koşulu nitelendirilirken, idarelerin açıklanan özelliği gözden uzak tutulmamalıdır. İhtar süresi beklenilmişse ceza talebi mümkündür.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, eserin sözleşmede kararlaştırılan sürede teslim edilmemesi sebebiyle eser sahibi davalı tarafından ceza uygulanamayacağının tesbiti isteminden kaynaklanmıştır. BK.'nun 158/2. maddesinde; eserin kabulü sırasında ceza hakkından açıkca feragat edilmiş olması veya kayıt dermeyan edilmeksizin edanın kabul edilmiş olması hallerinde ceza isteme hakkının düşeceği hususu düzenlenmiştir. Mahkemece de yasal bu düzenleme gereğince ceza istenemeyeceği kabul edilmiştir. Ne var ki yanlar arasında imzalanan sözleşmenin 33. maddesinde "feragat eden tarafın yetkilileri tarafından imzalanmış yazılı bir feragatname diğer tarafa verilmedikçe taraflardan hiçbiri sözleşmede yer alan herhangi bir hakkından feragat etmiş sayılmayacaktır. Taraflardan birinin sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinden herhangi birini yerine getirmekten ihmali veya gecikmesi, zımni kabul anlamına gelmeyecektir." hükmüne yer verilmiştir. Sözleşmenin bu hükmüyle eserin sarih veya zımni kabulü halinde ceza hakkının düşmeyeceği, sözleşmeden doğan hakların taraflardan birisinin yetkililerince imzalanacak ve diğer tarafa verilecek bir feragatname ile düşeceği kabul edilmiştir. Bu nedenle, mahkemenin kabulünün aksine, eserin teslimi ile ceza hakkının düştüğü sonucuna varılamaz.