Feshedilmeyen sözleşmelerde, iş sahibinin sözleşmeden kaynaklanan bir kısım alacaklarına karşılık olarak teminat mektubunu nakde çevirmek istediği, yüklenicinin de yasal hakkını kullanarak tedbir kararı aldırdığı ve dava açtığı, bu sebeple teminat mektubunun nakde çevrilip çevrilemeyeceğinin yargılama sonucunda belli olacak olmasından dolayı, tedbir tarihi ile nakde çevirme tarihi arasında geçen süreye faiz hükmedilmesi doğru değildir.
Sözleşmelerin haksız feshi hallerinde yüklenicilerin kar kayıplarının da hesap edilmesi gerekir. Söz konusu kar kayıplarının hesaplanma yöntemine “Kesinti Yöntemi” adı verilmektedir.
İhale dokümanına aykırı iş yapan yüklenicilere verilen 10 günlük süre feshedilemeyen süre olup bu süre içinde gecikme cezasının uygulanacağı da kabul edildiğinden, davalı iş sahibinin feshedilemeyen bu 10 günlük süre ile ilgili olarak gecikme tazminatı istemesi mümkündür. Feshedilen sözleşmelerde ihtar süresi kadar ceza kesilir.
Sözleşme kapsamında olmayan imalatın yapılmamasından dolayı yükleniciye kusur atfedilemeyeceği, sözleşme kapsamında yapılması gereken işlerin yapılmamasından dolayı da gerekli müeyyidelerin uygulanacağı, bunun belirlenmesi için teknik bilirkişi raporuna ihtiyaç olduğu hk.
Yüklenicinin fesihte kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın reddi değil, yüklenicinin feshe itirazının olduğu hallerde, sözleşme konusu işlerin hesabının genel hükümlere göre tasfiye edilmesi gerekir. İdarenin yaptığı tasfiye işlemleri yüklenici tarafından kabul edilmezse bu işlemlerin mahkeme tarafından yapılması talep edilebilir.
İfa süresi belirtilmeyen sözleşmelerde mehil tayin edilmek suretiyle yüklenicinin temerrüde düşürülmesi ve ondan sonra sözleşmeyi feshetmesi gerekir. Temerrüde düşürüldüğü kanıtlanmadığında feshin geçerli olduğundan bahsedilemez.
İş kazası sözleşmenin feshini gerektirecek bir sebep olmadığı gibi, işin reddedilemeyecek seviyede tamamlandığı hallerde sözleşmenin tek taraflı feshedilmesi de mümkün gözükmemektedir.
Yüklenicinin iş programında belirtilen sürelere uymadığı, işe zamanında başlamadığı ortada ve bu gerekçe ile sözleşmenin feshedilmesi haklı iken, kalan sürede işin tamamlanabileceği gerekçesi ile davanın kabulü mümkün değildir.
Yüklenicinin % 95 seviyesinin altında işi tamamladığı anlaşılır ise, davalının sözleşmeyi haklı feshettiği gözetilerek gecikme cezası isteminin ifaya ekli nitelikte olması nedeniyle reddine, fesih kesin hesabı çıkartılarak teminatın cezai şart niteliğinde olduğu gözetilmelidir.
Feshedilmeyen sözleşmelerde, iş sahibinin sözleşmeden kaynaklanan bir kısım alacaklarına karşılık olarak teminat mektubunu nakde çevirmek istediği, yüklenicinin de yasal hakkını kullanarak tedbir kararı aldırdığı ve dava açtığı, bu sebeple teminat mektubunun nakde çevrilip çevrilemeyeceğinin yargılama sonucunda belli olacak olmasından dolayı, tedbir tarihi ile nakde çevirme tarihi arasında geçen süreye faiz hükmedilmesi doğru değildir.
Sözleşmelerin haksız feshi hallerinde yüklenicilerin kar kayıplarının da hesap edilmesi gerekir. Söz konusu kar kayıplarının hesaplanma yöntemine “Kesinti Yöntemi” adı verilmektedir.
İhale dokümanına aykırı iş yapan yüklenicilere verilen 10 günlük süre feshedilemeyen süre olup bu süre içinde gecikme cezasının uygulanacağı da kabul edildiğinden, davalı iş sahibinin feshedilemeyen bu 10 günlük süre ile ilgili olarak gecikme tazminatı istemesi mümkündür. Feshedilen sözleşmelerde ihtar süresi kadar ceza kesilir.
Sözleşme kapsamında olmayan imalatın yapılmamasından dolayı yükleniciye kusur atfedilemeyeceği, sözleşme kapsamında yapılması gereken işlerin yapılmamasından dolayı da gerekli müeyyidelerin uygulanacağı, bunun belirlenmesi için teknik bilirkişi raporuna ihtiyaç olduğu hk.
Yüklenicinin fesihte kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın reddi değil, yüklenicinin feshe itirazının olduğu hallerde, sözleşme konusu işlerin hesabının genel hükümlere göre tasfiye edilmesi gerekir. İdarenin yaptığı tasfiye işlemleri yüklenici tarafından kabul edilmezse bu işlemlerin mahkeme tarafından yapılması talep edilebilir.
İfa süresi belirtilmeyen sözleşmelerde mehil tayin edilmek suretiyle yüklenicinin temerrüde düşürülmesi ve ondan sonra sözleşmeyi feshetmesi gerekir. Temerrüde düşürüldüğü kanıtlanmadığında feshin geçerli olduğundan bahsedilemez.
Sözleşmenin 10 günlük feshedilemeyen süre kapsamında gecikme cezasının uygulanması gerektiği ancak 273 gün ceza uygulanmasının mümkün olamayacağı hk.
Kalan sürede işin bitirilemeyeceği ortada ise sözleşmenin feshinde kusur bulunmamaktadır.
İş kazası sözleşmenin feshini gerektirecek bir sebep olmadığı gibi, işin reddedilemeyecek seviyede tamamlandığı hallerde sözleşmenin tek taraflı feshedilmesi de mümkün gözükmemektedir.
Yüklenicinin iş programında belirtilen sürelere uymadığı, işe zamanında başlamadığı ortada ve bu gerekçe ile sözleşmenin feshedilmesi haklı iken, kalan sürede işin tamamlanabileceği gerekçesi ile davanın kabulü mümkün değildir.
Yüklenicinin % 95 seviyesinin altında işi tamamladığı anlaşılır ise, davalının sözleşmeyi haklı feshettiği gözetilerek gecikme cezası isteminin ifaya ekli nitelikte olması nedeniyle reddine, fesih kesin hesabı çıkartılarak teminatın cezai şart niteliğinde olduğu gözetilmelidir.
Kesinleşen idare mahkemesi kararıyla davalı iş sahibinin sözleşmeyi feshetmekte ve teminat mektubunu irat kaydetmekte haklı olduğu anlaşılmaktadır.