Malum olduğu üzere, 4735 sayılı Kanun'da sözleşmenin feshini gerektiren haller tahdidi olarak belirtilmiş olduğundan, örn. prim borcu sebebiyle ihaleye katılamayacak olasına rağmen, katılan ve kendisi ile sözleşme akdedilen bir firmanın bu durumunun ihale sürecinde tesbit edilememiş olması halinde, idarelerce yapılacak işlemler hususunda tereddütler yaşandığı bilinmektedir.
Evvelce, ilgili Yönetmeliğe göre, bu durumda olanlara kamu ihalelerinden yasaklama müeyyidesi tatbik edilmek üzere sözleşmeler feshediliyordu.
Ancak Danıştay 13. Dairesi, Yönetmelikle yasak fiil ve davranış belirlenemeyeceği gerekçesiyle, bu sebeple verilen kamu ihalelerinden yasaklama işlemlerini iptal etti.
Sözleşmelerin feshi işlemini ise bidayet mahkemeleri, adli yargının görevinde diye görevsizlik kararı verdiler.
Danıştay 13. Dairesi bu kararları bozdu ve idari yargının görevinde olduğuna hükmetti.
İdare Mahkemeleri, ihaleye katılamayacak olmasına rağmen katılan ve kendisi ile sözleşme imzalanılan firma ile akdedilen sözleşmenin feshini hukuka uygun buldu.