Yeni Kararnameye Göre Fiyat Farkı Ödenecek Hizmetler
Hizmet Alımları Fiyat Farkı Uygulamaları Mali Hakem - Editör 06.04.2016 3702Özeti :
Bütün hizmet alımlarında fiyat farkı verilmesi mümkün değildir. Kararnamenin kapsam maddelerinde hangi hizmetler için fiyat farkı hesabı yapılacağı, hangileri için yapılmayacağı hüküm altına alınmıştır.
Kararnamede fiyat farkı hesabı yapılacak hizmetler belirlenirken, fiyat farkı ödenemeyecek hizmetlere yer verilmek suretiyle düzenleme yapılmıştır. Bu sebeple, istisna tutulanlar hariç bütün hizmet alımlarında fiyat farkı hesabı yapılabilecektir.
Kararname ile getirilen en önemli yaklaşım, hizmetin mahiyetine göre fiyat farkı hesabına imkan tanımasıdır. Örneğin, haberleşme hizmetleri için haberleşme katsayılarına göre fiyat farkı hesabı yapılabilmekte, sağlık hizmetleri için Sağlık Uygulama Tebliğinde yer alan fiyatlar dikkate alınabilmektedir. Bu durum tekliflerin daha gerçekçi verilmesini ve yüklenicilerin ihale sonrası fiyat artışlarından etkilenmemesini sağlayacaktır. Diğer hizmet alımlarında temsil edici olmaları kaydıyla belirlenecek katsayılar fiyat farkının daha gerçekçi olmasını sağlamakta ve yükleniciler ihale tarihinden sonra ortaya çıkan fiyat artışlarından daha çok korunmaktadır.
Fiyat farkı ödenemeyecek hizmetler Kararnamenin 2 nci maddesinde ifade edilmektedir:
“Ancak 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 4 üncü maddesinde sayılan hizmetlerden; araştırma ve geliştirme, piyasa araştırması ve anket, tanıtım, toplantı, organizasyon, sergileme, mesleki eğitim, fotoğraf, film, fikri ve güzel sanatlar gibi nitelikleri itibarıyla kısa süreli hizmetler ile sigorta, muhasebe ve anılan Kanunun 48 inci maddesinde yer alan danışmanlık hizmetlerinden mali ve hukuki nitelikteki hizmetlere fiyat farkı ödenmez.”
Buna göre;
- Nitelikleri itibarıyla kısa süreli hizmetler,
- Sigorta ve muhasebe hizmetleri,
- Mali ve hukuki danışmanlık hizmet alımları fiyat farkı verilmeyecek hizmetlerdendir.
Bir anda olup biten, kısa bir süre içerisinde tamamlanan hizmetlere fiyat farkı verilemeyeceği ifade edilmekte ve bu hizmetlerin neler olduğu örnek olarak sayılmaktadır. Öncelikle, söz konusu nitelendirmenin doğru olmadığını ifade etmekte fayda bulunmaktadır. Çünkü niteliği itibarıyla kısa süreli hizmet ifadesi karışıklığa meydan verebilecek mahiyettedir. Kısa süreli hizmetten ne anlaşılması gerektiği net olmadığı gibi, kısa süreli hizmetlere örnek olarak verilen hizmetlerin de kısa süreli olması zorunluluğu bulunmamaktadır. Örneğin, bir anket işi bir yılı kapsayabilir veya bir organizasyon işi bir yıla yaygın olabilir. Bu gibi hallerde bu hizmetlere fiyat farkı verilemeyeceğini ifade etmek, ihale tarihinde verilen tekliflerin gerçekçi olmasını temin etme ve yüklenicilerin fiyat artışlarından etkilenmesini önleme yaklaşımı ile örtüşmeyecektir. Bu sebeple, kısa süreli hizmetten ne anlaşılması gerektiği netliğe kavuşturulmalıdır. Kanaatimizce, kısa süreli hizmet ifadesinin süreyle kayıtlı olması gerekir. İhale tarihinde verilen fiyatların geçerliğini koruyabilmesi ancak bu şekilde mümkün olabilir. Ayrıca, hizmetin kısa süreli olması da tek başına anlam ifade etmeyecektir. Çünkü hizmet kısa süreli olmakla birlikte, ihale tarihinden çok sonra gerçekleştirilecek bir hizmetse, ihale tarihindeki fiyatların korunabilmesi yine mümkün olamayacaktır.
Netice itibarıyla, kısa süreli hizmetlerin ihale tarihinden sonraki 3 ay içerisinde gerçekleştirilen ve tamamlanan işler şeklinde netliğe kavuşturulmasında fayda mülahaza edilmektedir.
Fiyat farkı ödemesi yapılmayacak diğer hizmet alımları ise daha net bir yapıya sahiptir.
Fiyat farkı verilemeyeceği ifade edilen hizmetlere, idarelerin ihale dokümanlarına hüküm koymak suretiyle fiyat farkı hesabı yapabilmeleri hukuken mümkün değildir. Yani düzenlenen ihale dokümanları Kararname hükümlerine aykırı olamayacağından dolayı, fiyat farkı verilemeyeceği hüküm altına alınmış hizmetlere fiyat farkı verileceğini ifade etmek, fiyat farkı ödenmesi için bir gerekçe olmayacaktır.
Fiyat farkı Türk parası üzerinden sözleşmeye bağlanan hizmet alımlarında hesap edilecek olup, döviz üzerinden sözleşmeye bağlanan işlerde fiyat farkı hesabı yapılamayacaktır. Bu düzenleme eski Kararnamede de vardı. Ancak, kanaatimizce, fiyat farkının ihalenin dövize dayalı olarak yapılmasından farklı olduğu gerçeğine göre hareket edilmesi gerekirdi. Çünkü dövize dayalı olarak bir ihalenin yapılmış olması sadece döviz artışlarında ortaya çıkan fiyat artışlarını karşılamakta, hizmetin mahiyetinde ortaya çıkan reel artışları karşılamamaktadır.
Kararnamenin 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında istisna kapsamında yapılan hizmet alımlarına fiyat farkı ödenebileceği ve üçüncü fıkrasında da doğrudan temin yöntemine göre gerçekleştirilen alımlarda fiyat farkı hesabı yapılabileceği hüküm altına alınmıştır.
İstisna kapsamında yapılan alımlar ile doğrudan temin yöntemi çerçevesinde yapılan hizmet alımlarında bu Kararnamenin uygulanabileceğinin hüküm olarak ifade edilmesi malumun ilanından başka bir şey değildir. Çünkü söz konusu alanlarda sözleşme serbestîsi geçerlidir ve sözleşme serbestîsinin olduğu hallerde, idareler fiyat farkı ödenmesine yönelik düzenlemeleri hem doğrudan temin hem de istisna kapsamındaki alımlarda yapabilirler. Bu sebeple, Kararnamede yer verilen bu düzenlemelerin Kararnameden ayrı olarak, KİK kararı şeklinde alınması ve Kararnameye atıf yapılmasının usul ve esaslarını düzenleyici şekilde yapılması daha doğru ve yönlendirici olurdu.
Kararnamenin 2 nci maddesinin üçüncü fıkrasına göre; doğrudan temin yöntemine göre gerçekleştirilen hizmet alımlarında fiyat farkı ödenebilmesi Kararname hükümlerine uygun şekilde hazırlanmış açık bir düzenleme bulunması halinde mümkün olabilecektir. Ancak, açık düzenlemeden ne anlaşılması gerektiğine burada yer verilmemiştir. Kararname hükümlerine sadece atıf yapılması doğrudan temin yöntemine göre gerçekleştirilen alımlarda fiyat farkının sağlıklı verilebilmesi için tek başına yeterli değildir. Kararname fiyat farkını ihale tarihi ve sonrasında ortaya çıkan fiyat değişiklikleri üzerine kurgulamıştır. Bu sebeple doğrudan temin yöntemine göre gerçekleştirilen alımlarda fiyat farkı ödenebilmesi için en önemli unsur, bütün firmaların aynı tarihte fiyatlarını verebilmelerini sağlayacak bir yöntemle sürecin gerçekleştirilmiş olmasıdır. Böyle bir alım, fiyat farkı hesabı yapılacağı zaman sonraki tarihlerde baz alınacak tarih sorununun da ortadan kalkmasına neden olacaktır. Söz konusu durum istisna kapsamında yapılan alımlar için de geçerlidir. İlave olarak, doğrudan temin yöntemine göre gerçekleştirilen alımlarda, tekliflerin aynı tarihlerde verilmemesi durumunda, eğer fiyat farkı verilecekse, tekliflere belirli bir tarih belirlenmek suretiyle fiyat farkı eklenmeli ve bu yöntemle teklifler eşit duruma getirilerek değerlendirmeler yapılmalıdır.
İstisna kapsamında yapılacak hizmet alımlarının tamamına fiyat farkı hesabı yapılıp yapılamayacağı sorusuna yönelik olarak Kararnamenin 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında şu hüküm yer almaktadır: “4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamındaki idarelerin, bu Kanundan istisna olmakla birlikte birinci fıkrada fiyat farkı hesaplanabileceği öngörülen hizmet alımlarının ihale dokümanlarında bu Esaslara uygun şekilde hazırlanmış açık bir düzenleme bulunması halinde bu Esaslar uygulanabilir.” Öncelikle istisna kapsamında yapılan alımlar, fiyat farkı kararnamelerinin dayanağını oluşturan 4735 sayılı Kanunun 8 nci maddesi kapsamında bulunmamaktadır. Bu sebeple bu kapsamda bulunmayan alımlardan hangilerine fiyat farkı verilebileceğini hangilerine de fiyat farkı verilemeyeceğini belirleme yetkisi Kamu İhale Kurulu ve Bakanlar Kurulunda değildir. Bu yetki istisna kapsamında alım yapan idarelerin kendi özel düzenlemeleriyle ilgilidir. Bu düzenlemelere Kamu İhale Kurumunun görüş vermesi, bu kurumların istisna kapsamında yapılacak alımlarına fiyat farkı verilmesiyle ilgili sınırlama yapma yetkisini KİK’e vermemektedir. Bu sebeple, kanaatimizce idareler istisna kapsamındaki bütün alımları için fiyat farkı hesabı yapabilirler, yeter ki, düzenlemeleri fiyat farkı hesabının sağlıklı yapılabilmesi imkân sağlasın.
Doğrudan temin yöntemine göre veya istisna kapsamında yapılan alımlarda, fiyat farkı verilmesi öngörülen hallerde, bütün firmalar tekliflerini aynı endeksin bulunduğu ayda vermişlerse, bu gibi hallerde de kanaatimizce kararname hükümlerine atıf yapılması tek başına yeterli olacak ve fiyat farkı hesabı yapılabilecektir.