Yasal Zorunluluğa Dayanan İşyeri İç Örgütlenmeleri (Mali Hukuk Sayı: 153, Mayıs-Haziran 2011)

Sosyal Güvenlik - Personel İş Mevzuatı
YASAL ZORUNLULUĞA DAYANAN İŞYERİ İÇ ÖRGÜTLENMELERİ (MALİ HUKUK SAYI: 153, MAYIS-HAZİRAN 2011)
Özeti :

İşyerlerinin niteliğine veya işçi sayısına veya işçilerin özelliklerine göre kurulması zorunlu veya ihtiyari bu kurul, komite veya üniteler içinde işçiler de temsilci göndererek yönetime katılmakta ve endüstriyel demokrasinin kurulması ve gelişmesi anlamında işlev görmektedirler.

  İhale ve mali konularda DANIŞMANLIK ve EĞİTİM talepleriniz için iletişime geçmek üzere lütfen TIKLAYINIZ

YASAL ZORUNLULUĞA DAYANAN İŞYERİ İÇ ÖRGÜTLENMELERİ (MALİ HUKUK SAYI: 153, MAYIS-HAZİRAN 2011)

 

GİRİŞ

İş hukuku sistemimiz içinde iş sözleşmesinin kurulmasıyla birlikte işverenlerin belli üniteleri kurma ve belli tesisleri yahut belli kurul ve komiteleri oluşturma yükümlülüğü doğmaktadır. İşyerlerinin niteliğine veya işçi sayısına veya işçilerin özelliklerine göre kurulması zorunlu veya ihtiyari bu kurul, komite veya üniteler içinde işçiler de temsilci göndererek yönetime katılmakta ve endüstriyel demokrasinin kurulması ve gelişmesi anlamında işlev görmektedirler.

Bu açıdan bakıldığında söz konusu kurul, komite ve ünitelerin yönetimce alınan kararlarda, işçilerin ekonomik ve sosyal gelişmelerinde önemli sayılabilecek rollerinin olduğu; özellikle 4857 sayılı Yasa ve ilgili mevzuatın oluşturulmasıyla bu kurullara daha da önemli görev ve yetkiler getirildiği görülmektedir.

Bu açıklamalar ışığında söz konusu örgütlerin iş hukuku sistemi içindeki önemi de ortaya çıkmaktadır. Bu çalışmanın da amacını bu örgütlenmeleri bir arada sunmak; genel ve ortak özelliklerini belirtmek oluşturmaktadır. Ancak bu noktada oluşturulması yasal bir zorunluluğa dayanan işyeri iç örgütlenmeleri incelenmiş, oluşturulması yasal bir zorunluluğa dayanmayan ve bu nedenle çok çeşitli olabileceği akla gelen işyeri örgütlenmeleri konu dışı bırakılmıştır.

 

I- GENEL OLARAK İŞYERİ İÇ ÖRGÜTLENMELERİ

Yukarıda hakkında bir giriş oluşturulan söz konusu yükümlülük bazı durumlarda yasa hükümleri, bazı hallerde ise toplu iş sözleşmesi hükümleri vasıtasıyla doğmaktadır. Örneğin yıllık izin kurulu, iş sağlığı ve güvenliği kurulu, işyeri sağlık ve güvenlik birimi 4857 sayılı Yasa hükümleriyle kurulması zorunlu olan örgütlenmelerdir. Yine toplu iş sözleşmeleriyle kurulan disiplin kurulu, onur kurulu gibi örgütlenmelerin de toplu iş sözleşmesi hükümlerinin özellikleri nedeniyle zorunlu olduğu kabul edilmelidir. Bunun yanında Yasadaki ifade nedeniyle örneğin kantin açılmasının ihtiyari olduğu görülmektedir.

Yine bu yükümlük bağlamında kurulan kurul ve komitelerin oluşumunda işveren veya vekilleriyle birlikte işçilerin de bulunması zorunluluğu bu örgütlenmelerin aynı zamanda işçilerin yönetime katılmasının bir aracı olduğunu anlatmaktadır. Bu sayede işçilerin kendileri ile ilgili konularda söz sahibi kılınması aynı zamanda endüstriyel demokrasinin de işyerleri bazında gerçekleşmesini mümkün hale getirmektedir. Yine görülen bir özellik işçi temsilcilerinin demokrasinin ruhuna uygun olarak işçilerin kendi aralarında yapacakları seçimle gelecek oluşları ve bu seçimlerin belli zaman aralıklarıyla yenilendiğidir. Sağlık ve güvenlik birimi ile emzirme odası ve kreş açma gibi hususlarda ise Yasa hükümleriyle, işçilerin katılımı olmaksızın sosyal amaçlarla bu konuda uzman kişileri çalıştırmayı da gerektirecek bir şekilde işverenlere bir yükümlülük getirildiği görülmektedir.

Konu edilen bu örgütlenmelerin oluşumunda temel alınan kıstas işyerinin niteliği veya çalıştırdığı işçi sayısı veya çalışan işçilerin cinsiyetidir. Böylelikle her işyerinin ekonomik ve fiziki şartları zorlanmamış olmakta; bir arada çalışan çok sayıdaki işçinin delegeleri aracılığıyla da olsa işyerini benimsemeleri kolaylaşmaktadır.

 

II- YASAL ZORUNLULUĞA DAYANAN İŞYERİ İÇ ÖRGÜTLENMELERİ

A) Yıllık İzin Kurulu

4857 sayılı İş Yasası’nın 6’ncı maddesi uyarınca çıkarılan Yıllık İzin Yönetmeliği’nin 15’inci maddesine göre işçi sayısı yüzden fazla olan işyerlerinde yıllık izin kurulunun oluşturulması gerekmektedir. İzin kurulu; işveren veya vekilini temsilen bir, işçileri temsilen iki olmak üzere toplam üç üyeden ibaret olup, işçi temsilcilerini sendika temsilcilerinin seçmesi gerekmektedir. Ancak, sendika temsilcisi yoksa, bu üyelerin, işyeri işçilerinin yarıdan bir fazlasının hazır olduğu bir toplantıda açık oyla seçilmeleri de mümkündür. Seçilen üye sayısı kadar yedek üyenin de belirlenmesi bir diğer zorunluluktur. Asillerin yokluğunda yedek üyelerden biri başkanın çağrısı üzerine toplantıya katılacaktır. Seçimler iki yılda bir yenilenecek, yeni izin kurulu seçilinceye kadar eskileri görevlerine devam edecektir. Yönetmeliğin yürürlüğe girmesinden sonra yeni açılacak işyerlerinde seçimin, işyerinin faaliyete geçtiği tarihi takip eden bir yıl içinde yapılması gerekmektedir.

Seçilen bu asil ve yedek üyeler işveren tarafından işyerinde ilan edilecek, izin kuruluna işveren temsilcisi başkanlık edecektir. İzin kurulunun görev ve yetkileri ise iletilen izin isteklerine göre hazırlayacağı izin çizelgelerini işverenin onayına sunmak, izin çizelgelerini; işçilerin kıdemlerini, izni belirli bir dönemde kullanmak bakımından içinde bulundukları zorunluluk veya engellerini, işin aksamadan yürütülmesini ve işçi sayısını göz önünde bulundurarak hazırlamak, her yıl ücretli izinlerin daha yararlı geçebilmesi için kamplar ve geziler düzenlemek, bu konuda alınması mümkün olan tedbirleri araştırmak ve işverene tekliflerde bulunmak, işçilerin yıllık izin hakları ile ilgili dilek ve şikayetlerini inceleyerek sonucunu işverene ve ilgili işçiye bildirmekten oluşmaktadır.

İzin kurulunun kendisine yüklenen görevleri yerine getirmek için yıllık izin çizelgelerinin hazırlanması sırasında ve gerektikçe başkanının isteği ile iş saatleri içinde toplanması esas olup, toplantılarda alınan kararlar ve yapılan işler izin kurulu karar defterine yazılarak imzalanması gerekmektedir.

İşçi sayısının yüzden az olduğu işyerlerinde; izin kurulunun görevleri, işveren veya işveren vekili veya bunların görevlendireceği bir kişi ile işçilerin kendi aralarında seçecekleri bir temsilci tarafından yerine getirilecektir.

B) İş Sağlığı ve Güvenliği Kurulu

4857 sayılı Yasanın 80’inci maddesi ve İş Sağlığı ve Güvenliği Kurulları Hakkında Yönetmeliğinin 4’üncü maddesine göre: Sanayiden sayılan, devamlı olarak en az 50 işçi çalışan ve altı aydan fazla sürekli işlerin yapıldığı işyerlerinde her işveren bir iş sağlığı ve güvenliği kurulu kurmakla yükümlüdür. İşçi sayısının tespitinde işyerinde çalışan işçilerin tamamı dikkate alınacak, işverene bağlı, fabrika, müessese, işletme veya işletmeler grubu gibi birden çok işyeri bulunduğu hallerde ise elliden fazla işçi çalıştıran her bir işyerinde ayrı ayrı birer iş sağlığı ve güvenliği kurulu kurulacaktır.

Yönetmeliğin diğer maddelerinde belirtildiği üzere, işverenlerin iş sağlığı ve güvenliği kurulu kurmaktan başka, kurul, kurul üyeleri ve sair konularda başkaca yükümlülükleri de bulunmaktadır: Bunlardan birincisi eğitim yükümlülüğüdür. Buna göre, işveren tarafından, iş sağlığı ve güvenliği kurulu üyelerine ve yedeklerine iş sağlığı ve güvenliği konularında (Kurulun görev ve yetkileri, iş sağlığı ve güvenliği konularında ulusal mevzuat ve standartlar, sıkça rastlanan iş kazaları ve tehlikeli vakaların nedenleri, endüstriyel hijyenin temel ilkeleri, etkili iletişim teknikleri, acil durum önlemleri, meslek hastalıkları ve işyerlerine ait özel riskler.) eğitim verilmesi sağlanmalıdır. İkincisi eğer aynı işverence çeşitli işyerlerinde kurullar kurulmuşsa bir eşgüdüm sağlama yükümlülüğü bulunmaktadır. Yönetmeliğin 9’uncu maddesi uyarınca, bu durumdaki bir işveren, kendisine ait birden çok işyerinin her birinde kurulacak iş sağlığı ve güvenliği kurullarının çalışma usullerini düzenlemek, iş ve görüş birliğini sağlamak amacıyla bu işyerlerine ait iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili raporları, en az altı ayda bir, ilgili teknik eleman ve uzmanlarını toplayarak inceleyecek ve bu raporları göz önünde tutarak alınması gereken tedbirleri tespit edip uygulanmasını sağlayacaktır. Bir diğer yükümlülük işveren veya işveren vekilinin, toplantı için gerekli yeri, araç ve gereçleri sağlaması, kurulca hazırlanan toplantı tutanaklarını, kaza ve diğer vakaların inceleme raporlarını ve kurulca işyerinde yapılan denetim sonuçlarına ait kurul raporlarını, iş müfettişlerinin incelemesini sağlamak amacıyla, işyerinde bulundurması ve iş sağlığı ve güvenliği kurullarında mevzuata uygun olarak verilen kararları uygulamasına ilişkindir.

Kurulacak olan iş sağlığı ve güvenliği kurulu ise, Yönetmeliğin 5’inci maddesine göre işveren veya işveren vekili (Kurul başkanıdır), İş Kanununun 81'nci maddesi uyarınca iş güvenliği ile görevli mühendis veya teknik eleman (Kurul sekreteridir, işveren veya işveren vekilince atanır.), yine aynı madde uyarınca görevlendirilen işyeri hekimi, (İşveren veya işveren vekilince atanır.), insan kaynakları, personel, sosyal işler veya idari ve mali işleri yürütmekle görevli bir kişi (İşveren veya işveren vekilince atanır.), varsa sivil savunma uzmanı (İşveren vekilince atanır.), işyerinde görevli formen, ustabaşı veya usta (İşyerindeki formen, ustabaşı veya ustaların yarıdan fazlasının katılacağı toplantıda açık oyla seçilir. Ayrıca bu seçimde bir de yedek üye belirlenir.), işyeri sendika temsilcilerinden biri yoksa işçilerden biri (İşyeri sendika temsilcisi 2821 sayılı Sendikalar Kanununun değişik 34'üncü maddesi hükmü uyarınca işyerinde bulunan sendika temsilcilerinin kendi aralarında seçecekleri kişi, işyerinde sendika temsilcisi yoksa o işyerindeki işçilerin yarıdan fazlasının katılacağı toplantıda açık oyla seçilecek işçi. Bu seçimde birer de yedek üye belirlenir.) ve sağlık ve güvenlik işçi temsilcisinden oluşmaktadır.

Bunların dışında Yönetmeliğin 7'nci maddesinde kurulun görev ve yetkileri, 8'inci maddesinde çalışma usulleri ve 11'inci maddesinde de yükümlülükleri sıralanmıştır. Ayrıca işçilerin de kurula karşı sorumlulukları Yönetmeliğin 12’nci maddesinde yer almıştır.

C) Değerlendirme Kurulu

Yüzdelerden Toplanan Paraların İşçilere Dağıtılması Hakkında Yönetmeliğin 8’inci maddesinde bu şekilde ücret ödenen yerlerde bir değerlendirme kurulunun oluşturulması öngörülmüştür. Madde hükmüne göre değerlendirme kurulu oluşturulması gereken işyerleri için bir işçi sayısı kıstası getirilmemiştir. Bu nedenle, yüzde usulünün uygulandığı herhangi bir işyerinde işçi sayısı esas alınmadan bu kurulun oluşturulması gerekmektedir.

Değerlendirme kurulunun oluşturulma amacı, yüzde uygulamasına esas, hizmet süreleri ve başarı durumlarının değerlendirilmesidir. Değerlendirme kurulu; işveren veya temsilcisinin başkanlığında, sendika temsilcisi veya işveren vekili sıfatı taşımayan en kıdemli birim amirinden oluşacaktır. Eğer işyerinde uygulanan bir toplu iş sözleşmesi yoksa, tüm işçilerin katılımıyla, işçilerin kendi aralarında, gizli oy açık sayım ilkesiyle işçi temsilcisi seçilecektir. Bu seçim ile ilgili gerekli işlemler, işveren temsilcisi ile biri servis içi ve biri de servis dışı olmak üzere, en kıdemli iki birim amiri tarafından yapılacaktır.

Seçim sonucunun bir tutanakla tespit edilmesi ve işyerinde ilan edilmesi gerekmektedir. Temsilcinin herhangi bir nedenle iş sözleşmesinin sona ermesi durumunda aynı yolla seçim yapılacak, seçime ilişkin belgeler, işyeri kayıtları içinde saklanacaktır.

Ç) İşyeri Sağlık ve Güvenlik Birimi

4857 sayılı İş Yasası’nın 5763 sayılı Yasanın 4’üncü maddesiyle değiştirilen 81’inci maddesi ve aynı madde uyarınca çıkarılan İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetleri Yönetmeliği hükümlerine göre uyarınca işverenlerin devamlı olarak en az elli işçi çalıştırdıkları işyerlerinde alınması gereken iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin belirlenmesi ve uygulanmasının izlenmesi, iş kazası ve meslek hastalıklarının önlenmesi, işçilerin ilk yardım ve acil tedavi ile koruyucu sağlık ve güvenlik hizmetlerinin yürütülmesi amacıyla işyerindeki işçi sayısı, işyerinin niteliği ve işin tehlike sınıf ve derecesine göre işyeri sağlık ve güvenlik birimi oluşturma yükümlülüğü bulunmaktadır. Ancak Yasa hükmüyle bir esnekliğe yer verilerek işverenlerin bu yükümlüğünü işletme dışında kurulu ortak sağlık ve güvenlik birimlerinden hizmet alarak yerine getirmesi de uygun görülmüştür.

Yasa hükmüne göre asıl olan işverenlerin bu yükümlülüklerinin tümünü veya bir kısmını, bünyesinde çalıştırdığı ve bu maddeye dayanılarak çıkarılacak yönetmelikte belirtilen vasıflara sahip personel ile yerine getirebilmesidir. Bu noktada Yasa esnek bir düzenlemeye giderek işverenlerin bu yükümlülüklerini işletme dışında kurulu ortak sağlık ve güvenlik birimlerinden hizmet alarak da yerine getirebilmelerini mümkün kılmıştır. Ancak bu halde dahi işverenin sorumlukları ortadan kalkmayacaktır.

Yönetmelikteki düzenlemeler de dikkate alınarak öncelikle işçilere verilecek iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin ve ilgili eğitimlerin işçilere mali yük getirmeyecek şekilde ve dinlenme süreleri dışında düzenlenmesi gerektiğine ve eğitimlerde geçen sürelerin çalışma süresinden sayılacağına dikkat çekmek gerekmektedir. Bunun dışında konumuz itibariyle işyeri sağlık ve güvenlik birimi hakkında yönetmelik hükümleriyle getirilen düzenlemeler aşağıdaki gibi açıklanabilir.

Yönetmeliğin 4’üncü maddesine göre işyeri sağlık ve güvenlik birimi (İSGB), iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini yürütmek üzere işyerinde kurulan, gerekli donanım ve personele sahip olan birimi ifade etmektedir.

Yönetmeliğin 5’inci maddesinde işveren yükümlülükleri; İSGB oluşturma, bu birimde bir veya birden fazla işyeri hekimi ile gereğinde diğer sağlık personelini görevlendirmek ve sanayiden sayılan işlerin yapıldığı işyerlerinde tehlike sınıfına uygun bir veya birden fazla iş güvenliği uzmanı görevlendirmek, iş sağlığı ve güvenliği hizmetleri ile ilgili görevlendirilen personelin etkin bir şekilde çalışması amacıyla gerekli kolaylığı sağlamak ve bu hususta planlama ve düzenleme yapmak, İSGB personelinin işbirliği içinde çalışmasını sağlamak, sağlık ve güvenlikle ilgili konularda işçilerin görüşlerini alarak katılımlarını sağlamak, İSGB’nde görev yapan kişiler ile bunların çalışma saatleri, görev, yetki ve sorumlulukları konusunda işçileri veya temsilcilerini bilgilendirmek, işyeri hekimi ile iş güvenliği uzmanlarının görevlerini yerine getirebilmeleri için, Bakanlıkça belirlenen sürelerden az olmamak kaydı ile yeterli çalışma süresini sağlamak, başka bir işyerinden kendi işyerine çalışmak üzere gelen işçilerin sağlık bilgilerine İSGB ulaşabilmesini sağlamak, iş sağlığı ve güvenliği mevzuatı gereği, yükümlü olduğu kayıt ve bildirimleri İSGB veya hizmet aldığı işletme dışında kurulu Bakanlıkça yetkilendirilen birimler ile işbirliği içerisinde yapmak şeklinde sıralanmıştır.

Yine aynı madde hükmüne göre işverenler, işçilerin kişisel sağlık dosyalarını işten ayrılma tarihinden itibaren 10 yıl süreyle saklamak zorundadır. Çalışma ortamından kaynaklanan hastalıkların yükümlülük süresinin Sosyal Güvenlik Kurumu Yüksek Sağlık Kurulu Başkanlığının vereceği karara göre 10 yılı aşması halinde, evraklar belirlenen yeni süreye uygun olarak saklanacaktır. İşçinin işyerinden ayrılarak başka bir işyerinde çalışmaya başlaması halinde, yeni işveren işçinin kişisel sağlık dosyasını talep edecek, önceki işveren dosyanın bir örneğini onaylayarak gönderecektir.

İşyeri hekimi veya iş güvenliği uzmanının; onaylı deftere iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin yazacağı tedbir ve önerilerin yerine getirilmesinden ve defterin imzalanması ve düzenli tutulmasından işveren veya işveren vekili sorumlu olacaktır. Onaylı defter; seri numaralı ve kendinden kopyalı olacak ve Genel Müdürlüğe, işyerinin bağlı olduğu Bakanlığın ilgili bölge müdürlüğüne veya notere her sayfası onaylattırılacaktır. Defterin aslı işveren, suretleri ise işyeri hekimi ve/veya iş güvenliği uzmanı tarafından muhafaza edilecektir. Bu defterin, istenmesi halinde, iş müfettişlerine gösterilmesi zorunludur.

Aynı maddede işyerlerinde görevlendirilen işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı ile hizmet alınan kurumların İş Kanununa göre geçerli yetki belgesine sahip olmalarından işveren sorumlu tutulmuştur.

Yönetmeliğin 7’nci maddesinde iş sağlığı ve güvenliği hizmetleri ve eğitimleri işçilere mali yük getirmeyecek şekilde ve dinlenme süreleri dışında düzenleneceği ve eğitimlerde geçen sürenin çalışma süresinden sayılacağı hükme bağlanmıştır.

8’inci maddeye göre İSGB’nin; en az bir işyeri hekimi ile gereğinde diğer sağlık personeli ve sanayiden sayılan işlerin yapıldığı işyerlerinde bunlara ilave olarak tehlike sınıfına uygun en az bir iş güvenliği uzmanından oluşması gerekmektedir. İSGB’nin, iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin yürütülmesine ve çalışacak personel sayısına yetecek büyüklükte, kolay ulaşılabilir, tercihen giriş katta kurulması, bu birimlerde 12 metrekareden az olmamak üzere en az bir muayene ve ilkyardım odası ile sanayiden sayılan işyerlerinde sekiz metrekareden az olmamak üzere bir iş güvenliği uzmanı odası bulunacağı aynı madde hükmü gereğidir. İSGB’leri, 10/2/2004 tarihli ve 25369 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan İşyeri Bina ve Eklentilerinde Alınacak Sağlık ve Güvenlik Önlemlerine İlişkin Yönetmelikte belirtilen niteliklere uygun şekilde kurulmalı ve bir takım araç ve gereçle donatılmalıdır.

Bunların dışında Yönetmelikle yıllık çalışma planı ve yıllık değerlendirme raporu hazırlanması zorunluluğu getirilmiştir. Yönetmeliğin 15’inci maddesine göre iş sağlığı ve güvenliği hizmetleri ile ilgili yıllık çalışma planı İSGB tarafından hazırlanacak ve işverene sunulacak, işverence onaylanan plan işyerinde ilan edilecek ve bir nüshası işverence saklanacaktır. Yönetmeliğin 16’ncı maddesine göre de İSGB’leri, çalışma ortamının gözetimi ve sağlık gözetimi ile ilgili çalışmaları kaydedecekler ve yıllık değerlendirme raporu hazırlayarak işverene, bulunması halinde iş sağlığı ve güvenliği kuruluna ve yazılı ve elektronik ortamda Bakanlığa göndereceklerdir.

D) Emzirme Odası ve Kreş

İş Yasası’nın 88’inci ve Gebe veya Emziren Kadınların Çalıştırılma Şartlarıyla Emzirme Odaları ve Çocuk Bakım Yurtlarına Dair Yönetmeliğin 15’inci maddesi uyarınca, yaşları ve medeni halleri ne olursa olsun, 100-150 kadın işçi çalıştırılan işyerlerinde, bir yaşından küçük çocukların bırakılması ve emziren işçilerin çocuklarını emzirmeleri için işveren tarafından, çalışma yerlerinden ayrı ve işyerine en çok 250 metre uzaklıkta bir emzirme odasının ve yaşları ve medeni halleri ne olursa olsun, 150 den çok kadın işçi çalıştırılan işyerlerinde, 0-6 yaşındaki çocukların bırakılması ve bakılması, emziren işçilerin çocuklarını emzirmeleri için işverenler tarafından, çalışma yerlerinden ayrı ve işyerine yakın bir yurdun (kreşin) kurulması; yurt açma yükümlülüğünde olan işverenlerin aynı zamanda yurt içinde bir de anaokulu açması ve yurdun, işyerine 250 metreden daha uzak olması halinde işveren tarafından taşıt sağlaması zorunludur.

Aynı madde hükmü uyarınca işverenlerin, ortaklaşa oda ve yurt kurabilmeleri veya oda ve yurt açma yükümlülüğünü, Yönetmelikte öngörülen nitelikleri taşıyan yurtlarla yapacakları anlaşmalarla yerine getirebilmeleri mümkündür.

Bu yükümlülüğün belirlenmesinde, işverenlerin belediye ve mücavir alan sınırları içinde bulunan tüm işyerlerindeki kadın işçilerin toplam sayısı dikkate alınacaktır.

Yönetmeliğin 16’ncı maddesine göre oda ve yurtlardan kadın işçilerin çocukları ile erkek işçilerin annesi ölmüş veya velayeti babaya verilmiş çocukları faydalanacaktır. Odalara 0-1, yurtlara 0-6 yaşındaki çocuklar alınacaktır. Bunun dışında oda ve yurtlarda çocuklarla görevlilerden başkasının bulunması ve bunların amaç dışında kullanılması yasaklanmıştır. Yurtlarda 0-2, 3-4, 5-6 yaş çocukları birbirinden ayrı bulundurulması gerekmektedir. Çocuklar, oda ve yurtlara işbaşı yapılmadan önce bırakılacak, işin bitiminde alınacaktır. Anne ve babaların, odaların ve yurtların disiplin ve yönetimine dair kurallara uymak şartıyla ara dinlenmesinde çocuklarını görüp bakımlarıyla ilgilenebilmeleri mümkün kılınmıştır.

17’nci maddeye göre oda ve yurtlara kabul edilen çocukların, kayıt ve kabul defterine yazılması, oda ve yurtlardan tamamen ayrılan çocukların, ayrılış nedeni, tarihi, kiminle çıktığı, gözlem kağıdına ve kayıt kabul defterine işlenmesi ve çocuğun özel dosyasının anne veya babasına verilmesi zorunludur.

Bu birimlerde aranacak nitelikler Yönetmeliğin 18’inci maddesinde, oda ve yurtlarda bulundurulacak ilaç ve tıbbi gereçler Yönetmeliğin 19’uncu maddesinde belirtilmiş ayrıca Yönetmeliğe ekli bir şekilde sıralanmıştır. Yine çalıştırılacak personelde aranacak şartlar, buraların yönetim ve gözetimi hakkında yapılması gerekenler Yönetmeliğin 20'nci maddesiyle düzenlenmiştir. Bunun dışında çocukların nasıl muayene edileceği hakkındaki bilgiler Yönetmeliğin 21’inci maddesinde, beslenmeleri ile ilgili hususlar 22'nci maddesinde ve eğitim ile geliştirilmeleri hakkındaki düzenlemeler 23’üncü maddesinde bulunmaktadır.

Yönetmeliğin 24’üncü maddesine göre oda ve yurtların bina, kuruluş, döşeme, araç, gereç, taşıt, beslenme ve benzeri giderlerinin tamamı işverenlerce karşılanacak ve buralar, ayda en az bir defa işveren veya vekili tarafından denetlenecektir. Denetim sonucuna göre, işveren, işveren vekili, görevli hekim veya bu birimlerin yönetim ve gözetiminden sorumlu olanlarca görülen eksiklikler derhal giderilecektir.

Yine Yönetmeliğin 24’üncü maddesine göre işverenlerin, İş Yasasına tabi işyerlerinde açtıkları oda ve yurtlarla ilgili bilgi ve belgeleri, açılma tarihinden itibaren en geç 30 gün içinde bir rapor halinde Milli Eğitim Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına göndermeleri gerekmektedir. Bu raporda; işyerinin unvanı, bağlı olduğu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bölge Müdürlüğü, sicil numarası ve adresi, işyerinde çalıştırılan toplam işçi sayısı ve kadın işçi sayısı, kuruma alınan çocuk sayısı, cinsiyeti, kurumun açık adresi, oda sayısı, oyun yerleri, bahçenin büyüklüğü, bakım ve eğitim araçlarının miktar ve çeşitleri belirtilecektir.

 

SONUÇ

Görüldüğü üzere yasa hükümleriyle işverenlerin kurmakla yükümlü oldukları yıllık izin kurulu ile yıllık izinlerin kullanılması, iş sağlığı ve güvenliği kurulu ile iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili kararların alınması, uygulanması ve denetimi, değerlendirme kurulu ile ücretin önemlice bir kısmının işverence ödenmediği bir durumda ücretin hesabı ve dağıtılması konusuna işçilerin de dahil edilmesiyle endüstriyel demokrasinin sağlanabilmesi anlamında çeşitli adımlar atılmıştır. Bu şekilde işçilerin yönetime katılmaları işçilerin işi benimsemeleri kolaylaşmakta ve monotonlaşma azalmaktadır.

Bunların yanında işyeri sağlık birimlerinin ve emzirme odası ve kreşlerin ise işçilerin sağlık ve güvenliklerinin sağlanması ve daha sağlıklı nesiller yetiştirilmesi anlamında işlev görmeleri amacıyla öngörüldükleri söylenebilir. Bu iki örgütlenmenin Ülkemizde yaşanan iş kazası olgusu ve kadınların zaman ilerledikçe artan oranda iş hayatına girmesi hususu ile karşılaştırıldığında çok önemli rollerinin olduğu iddia edilebilir. Sağlık ve güvenlik endişeleri giderilmiş işçilerin yahut işe giderken evde kalan çocuğu ile aklı meşgul olmayan bir kadın çalışanın iş verimliliğinin de artacağı akla gelmektedir.

Gerek işçilerin kendileri ile ilgili kararlarda sürece dahil edilmeleri gerekse sağlık ve güvenlik ihtiyaç ve endişelerinin giderilmesi işçilerin verimliklerini de yükseltmekte; bu durum ise işyerine fayda sağlamaktadır. Bu açıdan değerlendirildiğinde işverenlerin de bu örgütlenmelere gereken değeri vermeleri beklenmektedir. Buna göre konu sadece bir yükümlülüğün yerine getirilmesi olarak ele alınmamalı, gereken işlevsel güç bu örgütlere tanınmalıdır.