Yapım İşi Proje Müelliflerinin Tadilat ve Onarım ile Ek Bina Projeleri Üzerinde Telif Hakkı Bulunmakta Mıdır?
Yapım İşleri 4734 Sayılı Kamu İhale Kanunu Genel İhale Avukatı - Avukat 13.04.2017 4817Özeti :
Fikir ve sanat eserleri 5846 sayılı Kanun kapsamında korunmaktadır. Bina projeleri de fikir ve sanat eseri kapsamında ele alınmakta olup, bu projelerin değiştirilmesinin gerektiği hallerde müellifinden izin alınması icap etmektedir. Aksi halde ciddi tazminat ödemeleriyle karşılaşılması ihtimal dahilindedir.
Yapım İşi Proje Müelliflerinin Tadilat ve Onarım ile Ek Bina Projeleri Üzerinde Telif Hakkı Bulunmakta mıdır?
Ana hizmet binası proje müellifinin, binada yapılacak tadilat ve onarım ile yapılacak ek bina projesi üzerinde telif hakkının bulunup bulunmadığı, izni olmaksızın yapılacak tadilat ve onarım ile ek bina proje hizmetinin başka kişilere yaptırılıp, yaptırılamayacağı;
5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 1/B maddesinin (a) bendinde, “Eser: Sahibinin hususiyetini taşıyan ve ilim ve edebiyat, musiki, güzel sanatlar veya sinema eserleri olarak sayılan her nevi fikir ve sanat mahsullerini, … ifade eder.” olarak tanımlanmış, aynı Kanun’un 2/3 maddesinde, “Bedii vasfı bulunmayan her nevi teknik ve ilmi mahiyette fotoğraf eserleriyle, her nevi haritalar, planlar, projeler, krokiler, resimler, coğrafya ve topografyaya ait maket ve benzerleri, herçeşit mimarlık ve şehircilik tasarım ve projeleri, mimarî maketler, endüstri, çevre ve sahne tasarım ve projeleri,” İlim ve Edebiyat eserleri arasında sayılmıştır.
Zikredilen Kanun hükümleri uyarınca, meslekî bilgi ve becerilerin kullanılarak hazırlandığı mimari proje, ilim eseridir.
Mezkur Kanun’un 8 inci maddesine göre, “Bir eserin sahibi onu meydana getirendir.” Yine Kanun’un 16 ncı maddesi ile eser sahibinin izni olmadıkça eserde veyahut eser sahibinin adında kısaltmalar, eklemeler ve başkaca değiştirmeler yapılamayacağı belirtilmiş ve zikredilen maddenin 4630 sayılı Kanun ile değişik üçüncü fıkrasında ise, “Eser sahibi, kayıtsız ve şartsız olarak yazılı izin vermiş olsa bile şeref ve itibarını zedeleyen veya eserin mahiyet ve hususiyetlerini bozan her türlü değiştirilmeleri menedebilir. Menetme yetkisinden bu hususta sözleşme yapılmış olsa bile vazgeçmek hükümsüzdür.” Düzenlemesi; 22 nci maddesinde de, “Bir eserin aslını veya kopyalarını, herhangi bir şekil veya yöntemle, tamamen veya kısmen, doğrudan veya dolaylı, geçici veya sürekli olarak çoğaltma hakkı münhasıran eser sahibine aittir.
Eserlerin aslından ikinci bir kopyasının çıkarılması ya da eserin işaret, ses ve görüntü nakil ve tekrarına yarayan, bilinen ya da ileride geliştirilecek olan her türlü araca kayıt edilmesi, her türlü ses ve müzik kayıtları ile mimarlık eserlerine ait plan, proje ve krokilerin uygulanması da çoğaltma sayılır. Aynı kural, kabartma ve delikli kalıplar hakkında da geçerlidir.” hükmü yer almakta olup; buna göre, eser sahibinin izni olmadan, eserde eklemeler ve başkaca değiştirmeler yapılamaz, eser sahibi kayıtsız ve şartsız olarak yazılı izin vermiş olsa bile, eserin mahiyet ve hususiyetini bozan her türlü değiştirmeleri menedebilir; yine mimari eser açısından “çoğaltma”nın mimari plan, proje veya krokinin uygulanması anlamına gelmesi sebebiyle, bir mimari projenin o projenin müellifi olan mimarın izni alınmaksızın ikinci kez uygulanmasının mimari projenin haksız olarak çoğaltılması anlamına geldiğini söyleyebiliriz.
Mimar tarafından çizilen projenin, daha sonra binanın yetmemesi veya başka bir nedenden ötürü yapılacak olan yeni veya ek binaların ilk projenin mimarının izni alınmaksızın, ilk mimari proje kullanılarak (belki biraz değiştirilerek) yapılması da bu anlamda çoğaltma kapsamına girebilecektir.rn5846 sayılı Kanun’un 27 nci maddesi ile, eser sahibine ait maddi ve manevi hakların korunma sürelerine ilişkin olarak gerekli düzenlemeler yapılmış ve koruma süresinin, eser sahibinin yaşadığı müddetçe ve ölümünden itibaren 70 yıl süre ile devam edeceği hükme bağlanmış olup; buna göre, bir eseri vücuda getiren müellifin, yaşadığı müddetçe ve hatta ölümünden itibaren yetmiş (70) yıl süresince de devam eden maddi ve manevi haklarının bulunduğu, eser sahibinin izni bulunmadıkça veyahut da bu iznin usulüne uygun olarak devredildiği ortaya konulmadıkça mevcut eser üzerinde eklemeler, kısaltmalar ve başkaca değişiklikler yapılamayacağı, aksi halde telif hakkına dayalı maddi ve manevi zarar taleplerinin, eserde değişiklik meydana getiren kişi ve kuruluşlarca karşılanmasının gerekeceği muhakkaktır.
Konuya ilişkin olarak Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 21/06/2002 tarihli ve E.2002/6101-K.2002/6394 sayılı Kararı’nda, “… Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacı … tarafından çizilen ana binaya ilişkin projenin, binaların yetersiz gelmesi üzerine yaptırılan ek binalara ait projelerin davalı … tarafından yapımında kopyalanmış olduğu, davalıların izinsiz kopyalama işlemlerinin davacı …nın 5846 sayılı yasadan doğan mali ve manevi haklarına tecavüz oluşturduğu sonucuna varılarak, 14.815.566.590 TL. maddi, 7.000.000.000 TL. manevi tazminatın reeskont faiziyle davalılardan tahsiline karar verilmiştir. Kararı her iki taraf vekili de temyiz etmiş, Dairece taraf vekillerinin sair temyiz itirazları reddedilip, maddi tazminatın belirlenmesi yönünden davalılar, manevi tazminatın daha uygun olarak takdiri gerektiği yönünden davacılar yararına bozulmuştur. Bu defa her iki taraf vekili de karar düzeltme isteminde bulunmuştur. Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere ve bozma kararından sonra yapılacak olan ve davacının maddi zararının belirlenmesine ilişkin hesaplamada, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun 68/f.1 maddesi hükmünün değerlendirilebilecek olmasının tabii bulunmasına göre, her iki taraf vekillinin HUMK.nun 440. maddesindeki hallerden hiç birine uygun bulunmayan karar düzeltme istemlerinin reddi gerekmiştir.” denilerek karar düzeltme talebinin reddine hükmedilmiştir.