Türkiyede Tescili Olmayanın Yaptığı Yurt Dışı Borçlanmasının Ssk Mı Bağ-Kur Mu Sayılacağı Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararıyla Kesinleşti (Mali Hukuk Sayı: 169, Ocak-Şubat 2014)
Sosyal Güvenlik - Personel Sosyal Güvenlik Vakkas DEMİR - SGK Müfettişi 18.03.2016 2344Özeti :
Bu analizde, yurt dışı borçlanma süreleri SSK’ya sayılan kişilerin, dava açtıklarında, bu davaları kazanıp kazanamayacaklarını Yargıtay hukuk genel kurulunun güncel bir kararı doğrultusunda açıklamaya çalışacağız.
TÜRKİYEDE TESCİLİ OLMAYANIN YAPTIĞI YURT DIŞI BORÇLANMASININ SSK MI BAĞ-KUR MU SAYILACAĞI YARGITAY HUKUK GENEL KURULU KARARIYLA KESİNLEŞTİ (Mali Hukuk Sayı: 169, Ocak-Şubat 2014)
I- GİRİŞ:
SGK’nın en sorunlu ve sıkıntılı daire ve mevzuat uygulamalarının başında yurt dışı borçlanması ve yurt dışı emeklilik işlemleri geliyor desek herhalde hata yapmamış oluruz. Birçok platformda, SGK’nın yurt dışı işlemleri birimi eleştiri ve tenkide uğramış ve “SGK dava kaybetmeye doymuyor” manşetleri bile atılmıştı.
SGK’nın yurt dışı uygulamaları konusunda, sorun yaşanan mevzuat alanlarından birisi de, Türkiye’de sigortalılık tescili olmayan kişilerin yapmış oldukları yurt dışı borçlanma işlemlerinin, hangi sigortalılık statüsü (Bağ-Kur veya SSK gibi) kapsamında değerlendirileceğiyle ilgilidir.
Yurt dışı borçlanması yapmak isteyenlerin veya yurt dışı borçlanması yapanların, SGK’dan en çok talep ettikleri husus, SSK (5510 sayılı yasa kapsamındaki 4/1-a sigortalılığı) şartlarında emekli olmaktır.
Bu nedenle, yurt dışı borçlanma süreleri 4/1-b (eski adıyla Bağ-Kur) sigortalılık süresine sayılan kişiler, bu borçlanma sürelerinin 4/1-a sigortalılık statüsüne sayılması için, SGK aleyhine iş mahkemelerine dava açmaktadırlar. Açılan söz konusu davalar fazlalaşınca, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu bu konuda son kararını vermiş bulunmaktadır.
II- KONUYLA İLGİLİ SGK MEVZUATI VE UYGULAMASI
SGK’nın yurt dışı borçlanma sürelerini hangi sigortalılık kapsamında değerlendireceğine ilişkin mevzuat hükümleri aşağıda yer almaktadır.
3201 sayılı Yasa’nın 3. maddesinde; “Bu Kanun’un 1. maddesinde belirtilenler ile yurt dışında çalışmakta iken veya yurda kesin dönüş yaptıktan sonra ölenlerin Türk vatandaşı olan hak sahipleri sigortalının Türkiye’de hiçbir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi çalışması yoksa Sosyal Güvenlik Kurumu’na, Türkiye’de çalışması varsa en son tabi olduğu sosyal güvenlik kuruluşuna müracaat etmek suretiyle bu Kanunla getirilen haklardan yararlanırlar.” hükümleri bulunmaktadır.
3201 sayılı Yasa’nın 5. maddesinde ise; “… Yurt dışı hizmet borçlanmasına ait süreler 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’na göre hangi sigortalılık haline göre geçmiş sayılacağının belirlenmesinde; Türkiye’de sigortalılıkları varsa borçlanma talep tarihindeki en son sigortalılık haline göre, sigortalılıkları yoksa aynı Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında geçmiş sigortalılık süresi olarak kabul edilir. …” hükmü bulunmaktadır.
Ayrıca, Yurt Dışında Geçen Sürelerin Borçlandırılması ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmeliğin “Borçlandırılan Sürelerin Değerlendirilmesi ve Sigortalılığın Başlangıcı” başlıklı 12/2. maddesinde; “Yurt dışında hizmet borçlanmasına dair sürelerin 5510 sayılı Kanun kapsamında hangi sigortalılık haline göre geçmiş sayılacağının belirlenmesinde söz konusu süreler, başvuru sahiplerinin Türkiye’de sigortalılıkları varsa borçlanma talep tarihindeki en son sigortalılık haline göre, sigortalılıkları yoksa 5510 sayılı Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında geçmiş sigortalılık süresi olarak kabul edilir.” hükümleri bulunmaktadır.
Üstte metni verilen kanun ve yönetmelik hükümlerinden anlaşılacağı üzere, yurt dışı borçlanması yapanların Türkiye’de sigortalılıkları varsa borçlanma talep tarihindeki en son sigortalılık haline göre, Türkiye’de hiç sigortalılıkları yoksa, borçlandıkları süreler 5510 sayılı Yasa kapsamında 4/1-b sigortalılığına sayılmakta ve emeklilik (yaşlılık aylığı) koşulları da, 4/1-b şartlarına göre belirlenmektedir.
III- KONUYLA İLGİLİ YARGITAY HUKUK GENEL KURULUNUN EN SON KARARI
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2012/10-1618 Esas, 2013/821 Karar ve 12.06.2013 tarihli kararında özetle; “…Dava, sigortalılık başlangıç tarihinin, yurtdışında çalışmağa başlanılan 13.09.1988 olduğunun tespiti ile, yurtiçi çalışması ve sigortalılık tescili bulunmayan davacının, 3201 sayılı Yasa kapsamında yaptığı borçlanma süresinin ve aylık tahsisi işlemlerinin 5510 sayılı Yasanın 4/I-a kapsamında değerlendirilmesi gerektiğinin tespiti istemlerine ilişkindir. Öncelikle belirtilmelidir ki, Anayasa’nın 90/son maddesi uyarınca uygulama önceliğine sahip bulunan Almanya ile imzalanan Sosyal Güvenlik Sözleşmesinin 29. maddesi uyarınca, sigortalılık başlangıç tarihinin, yurtdışında çalışmaya başlanılan tarih olduğunun tespiti gerektiği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Ne var ki anılan uluslararası sözleşmede, yurtdışında geçirilen çalışma sürelerinin, akit ülke mevzuatına göre sosyal güvenlikleri bakımından değerlendirilmesi ve hangi sigortalılık niteliğine göre borçlanılabileceği konusunda, diğer bir ifade ile 3201 sayılı Kanun uyarınca borçlanılan sürelerin 5510 sayılı Kanun’un 4/1 maddesinin hangi bendi kapsamında değerlendirileceği konusunda, anılan sözleşmede düzenleyici ve açık bir hüküm yer almamaktadır. Bu nedenle uyuşmazlığın çözümü için, sözleşme dışındaki mevzuatın irdelenmesi gerekmektedir. Bilindiği üzere, 3201 sayılı Kanun’un “Başvurulacak kuruluşlar” başlıklı 3. maddesi, “1)Halen yurt dışında bulunanlar; a)Yurt dışına çıkmadan önce Türkiye`de herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi çalışması olmayanlar Sosyal Sigortalar Kurumuna, b)Yurt dışına çıkmadan önce Türkiye`de son defa prim, kesenek ve karşılık ödenen sosyal güvenlik kuruluşuna, c)Ev kadınları Bağ-Kur’a, Yazılı olarak müracaat etmek suretiyle borçlanabilirler. 2)Türkiye`ye döndükten sonra yurtdışında geçen hizmetlerini borçlanmak isteyenler; a)Herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi olmayanlar, Sosyal Sigortalar Kurumuna, b)Müracaat tarihinde çalışmakta olanlar tabi oldukları sosyal güvenlik kuruluşuna, c)Başvuru tarihinde herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi olmamakla birlikte yurda dönüş tarihinden sonraki çalışmalarından dolayı son defa tabi oldukları sosyal güvenlik kuruluşuna, d)Hizmetlerinden bir kısmı yurt dışında iken borçlananlardan kalan hizmetlerini yurda dönüş yaptıktan sonra borçlanmak isteyenler ilk borçlanmayı yapan sosyal güvenlik kuruluşuna, Ev kadınları Bağ-Kur’a, Yazılı olarak müracaat etmek suretiyle borçlanabilirler.3)Hak sahiplerinin borçlanması, yurt dışında çalışmakta iken veya yurda dönüş yaptıktan sonra ölenlerin hak sahipleri ilgili sosyal güvenlik kuruluşuna müracaat etmek suretiyle bu Kanunla getirilen haklardan yararlanırlar.” şeklinde düzenlenmiş iken,5754 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonrasında aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir: “Madde 3 – (Değişik: 17/4/2008-5754/79 md.) Bu Kanunun 1 inci maddesinde belirtilenler ile yurt dışında çalışmakta iken veya yurda kesin dönüş yaptıktan sonra ölenlerin Türk vatandaşı olan hak sahipleri sigortalının Türkiye’de hiçbir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi çalışması yoksa Sosyal Güvenlik Kurumuna, Türkiye’de çalışması varsa en son tabi olduğu sosyal güvenlik kuruluşuna müracaat etmek suretiyle bu Kanunla getirilen haklardan yararlanırlar. Sosyal güvenlik sözleşmeleri uygulanmak suretiyle kendilerine veya hak sahiplerine kısmi aylık bağlanmış olanların borçlanma işlemleri aylık aldıkları sosyal güvenlik kuruluşunca yapılır. Anılan Kanunun “Süre tespiti ve sigortalılığın başlangıcı” 5. maddesi ise; “Madde 5 - Yurt dışındaki çalışılan sürelerinin tespitinde, bunu belirten ve istek sahibinin ibraz edeceği ispatlayıcı belgelerin, ev kadınlarının ise, pasaportundaki kayıtlı bulunan tarihler arasındaki son tarihten geriye doğru olmak üzere gün sayıları esas alınır, bu tespitte 1 yıl 360 gün, 1 ay 30 gün hesaplanır. Sosyal güvenlik kanunlarına tabi hizmetleri olanların, borçlandıkları gün sayısı, prim ödeme gün sayıları ile ilgili hizmetlerine katılır. Sigortalılığın başlangıç tarihinden önceki süreler borçlanılmış ise, sigortalılığın başlangıç tarihi, borçlanılan gün sayısı kadar geriye götürülür. Sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi hizmeti bulunmayan istek sahiplerinin sigortalılıklarının başlangıç tarihi, borçlarını tamamen ödedikleri tarihten borçlanılan gün sayısı kadar geriye götürülen tarihtir.” Düzenlemesini içermekte iken, Yine 5754 sayılı Kanun ile “Madde 5 – (Değişik birinci fıkra: 17/4/2008-5754/79 md.) Yurt dışındaki sigortalılık sürelerinin tespitinde, bunu belirten ve istek sahibinin ibraz edeceği ispatlayıcı belgelerde kayıtlı bulunan tarihler arasındaki son tarihten geriye doğru olmak üzere gün sayıları esas alınır, bu tespitte 1 yıl 360 gün, 1 ay 30 gün hesaplanır. Sosyal güvenlik kanunlarına tabi hizmetleri olanların, borçlandıkları gün sayısı, prim ödeme gün sayıları ile ilgili hizmetlerine katılır. Sigortalılığın başlangıç tarihinden önceki süreler borçlanılmış ise, sigortalılığın başlangıç tarihi, borçlanılan gün sayısı kadar geriye götürülür. Sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi hizmeti bulunmayan istek sahiplerinin sigortalılıklarının başlangıç tarihi, borçlarını tamamen ödedikleri tarihten borçlanılan gün sayısı kadar geriye götürülen tarihtir. (Ek fıkra: 17/4/2008-5754/79 md.) Yurtdışı hizmet borçlanmasına ait süreler 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa göre hangi sigortalılık haline göre geçmiş sayılacağının belirlenmesinde; Türkiye’de sigortalılıkları varsa borçlanma talep tarihindeki en son sigortalılık haline göre, sigortalılıkları yoksa aynı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında geçmiş sigortalılık süresi olarak kabul edilir. (Ek fıkra: 17/4/2008-5754/79 md.) Sosyal güvenlik sözleşmesi yapılmış ülkelerdeki hizmetlerini, bu Kanuna göre borçlananların, sözleşme yapılan ülkede ilk defa çalışmaya başladıkları tarih, ilk işe giriş tarihi olarak dikkate alınmaz.” şeklinde düzenlenmiştir. Görüldüğü üzere, 3201 sayılı Kanun Türkiye'de çalışması bulunmayıp yurtdışında geçen sürelerini borçlananların Sosyal Sigortalar Kurumu'na müracaat etmek suretiyle borçlanabileceğini, diğer bir ifade ile 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu kapsamında borçlanabileceğini öngörmekte iken, 3201 sayılı Kanun'un 5. maddesinde; 17.04.2008 tarih ve 5754 sayılı Kanun'un 79. maddesi ile eklenen ve 08.05.2008 tarihinde yürürlüğe giren değişiklik ile; borçlanılan sürelerin, Türkiye’de sigortalılıkları yoksa 5510 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında (mülga 1479 sayılı Kanun kapsamında) geçmiş sigortalılık süresi olarak kabul edileceği şeklinde düzenleme yapılmıştır. Sonuç olarak, 5754 sayılı Kanun ile 3201 sayılı Kanun'da yapılan değişiklikler ve getirilen ek düzenlemelere birlikte bakıldığında; başvurulacak kuruluşların belirlenmesinde, mülga 3. maddede öngörülen değişik hallerden tümüyle vazgeçilmiş ve sadece; Türkiye’de sigortalılıkları varsa borçlanma talep tarihindeki en son sigortalılık haline göre, sigortalılıkları yoksa aynı Kanun'un 4. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında geçmiş sigortalılık süresi olarak değerlendirileceği öngörülmüştür. Kanun'un bu açık hükmü karşısında, artık borçlanılan sürelerin, mülga diğer sosyal güvenlik kanunları kapsamında bir sigortalılık süresi olarak değerlendirilmesi imkanı ortadan kalkmıştır. Yani, Türkiye’de hiçbir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi çalışması bulunmayan kişilerin, 3201 sayılı Kanun'a dayalı borçlanma sürelerinin 5510 sayılı Kanun'un 4/1-b kapsamında sigortalılık süresi olarak değerlendirilmesi yasal bir zorunluluk haline gelmiştir. Somut uyuşmazlığın değerlendirilmesinde; davacının 5510 sayılı Kanun'un yürürlüğe girdiği 01.10.2008 tarihinden sonra borçlanma talebinde bulunarak, borçlanma bedelini ödediği, Türkiye'de sigortalı çalışması bulunmadığı, bu nedenle, 3201 sayılı Kanun'un 5754 sayılı Kanun ile değişik 5. maddesinin açık hükmü karşısında, borçlandığı sürenin Türkiye'de çalışması olmadığından 5510 sayılı Kanun'un 4. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında geçmiş gibi değerlendirilmesi gerekmektedir. O halde, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.” ifadeleri yer almaktadır.
Üstteki, emsal Yargıtay kararından anlaşılacağı üzere, SGK tarafından 5510 sayılı Yasa kapsamında 4/1-b sigortalılığına sayılan yurt dışı borçlanma süreleri, mahkeme kararıyla dahi 4/1-a sigortalılığına sayılmamakta ve emeklilik koşulları 4/1-a kapsamında belirlenmemektedir.
IV- SONUÇ
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2012/10-1618 Esas, 2013/821 Karar ve 12.06.2013 tarihli kararından önce, yurt dışı borçlanması yapanlardan Türkiye’de tescili olmayanların yurt dışı borçlanma sürelerini Yargıtay’ın bazı daireleri 4/1-a sigortalılık statüsüne saymakta, bazı daireleri ise 4/1-b sigortalılık statüsünü saymaktaydı.
Ancak, Yargıtay hukuk genel kurulunun bu son kararı ile bu konuda uygulamada ve daireler arasında yaşanan ihtilaf giderilmiştir. Bundan böyle, SGK’nın 4/1-b sigortalılık statüsüne saydığı yurt dışı borçlanma süreleri, Yargıtay tarafından da 4/1-b sigortalılık sürelerine sayılması konusu kesinleşmiştir.