Ssk (4/a) Günleri Ölüm Aylığına Yetenler Bağ-Kur (4/b) Borçlarını Ödemeden Mahkeme Kararıyla Ölüm Aylığı Alabilirler (Mali Hukuk Sayı: 163, Ocak_Şubat 2013)
Sosyal Güvenlik - Personel Sosyal Güvenlik Vakkas DEMİR - SGK Müfettişi 18.02.2016 2285Özeti :
Bu analizimizde, günümüz itibariyle SGK tarafından yapılan bu uygulamaya karşı dava açanların açtıkları davaları kazandıkları ve SSK (4/a) prim günleri ölüm aylığı bağlanmasına yeten kişilerin, Bağ-Kur (4/b) prim borçlarını ödemeden mahkeme kararıyla SSK (4/a) sigortalılık statüsü kapsamında hak sahiplerine ölüm aylığı bağlanabileceğini, örnek yargı kararlarıyla açıklamaya çalışacağız.
SSK (4/a) GÜNLERİ ÖLÜM AYLIĞINA YETENLER BAĞ-KUR (4/b) BORÇLARINI ÖDEMEDEN MAHKEME KARARIYLA ÖLÜM AYLIĞI ALABİLİRLER (MALİ HUKUK SAYI: 163, OCAK_ŞUBAT 2013)
I- GİRİŞ
Çalışma hayatındaki kişiler, zamanın ve ortamın koşullarına göre bazen esnaflık, bazen işçilik, bazen şirket ortaklığı, bazen çiftçilik veya memurluk yapabilmektedir. İnsanların hayatlarının değişik evrelerinde farklı iş ve meslekleri ifa etmeleri, yaptıkları işin durumuna göre tabi olacakları sosyal güvenlik kanunlarını/statülerini de değiştirmektedir.
5510 sayılı yasaya göre, kendi nam ve hesabına bağımsız çalışanlar Bağ-Kur (4/b) sigortalısı, hizmet akdi ile çalışan işçiler SSK (4/a) sigortalısı, kamuda çalışanlar ise 4/c (Emekli Sandığı) sigortalısı sayılmaktadır. Gerek 1 Ekim 2008’den önceki Bağ-Kur ve SSK uygulamalarında, gerekse 1 Ekim 2008’den sonraki SGK uygulamalarında, Bağ-Kur (4/b) ve SSK (4/a) kapsamında sigortalılığı bulunan kişilerin, SSK (4/a) hizmet süreleri yalnız başına ölüm aylığı bağlanmasına yetse bile, Bağ-Kur (4/b) prim borçları ödenmeden SSK (4/a) kapsamında ölüm aylığı bağlanması imkânı bulunmamaktadır.
II- KONUYLA İLGİLİ SGK TARAFINDAN YAPILAN UYGULAMA
5510 sayılı yasanın bütün hükümleriyle birlikte yürürlüğe girdiği tarih olan 1 Ekim 2008 tarihinden sonra ölen bütün sigortalılar (4/a, 4/b ve 4/c) için ölüm aylığı bağlanma koşulları, 5510 sayılı yasanın 32 nci maddesi hükümlerine göre belirlenmektedir.
5510 sayılı yasanın 32 nci maddesine göre, ölen kişinin (sigortalının) hak sahiplerine[1] ölüm aylığı bağlanabilmesi için; en az 1800 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş veya 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılanlar için, her türlü borçlanma süreleri hariç en az 5 yıldan beri sigortalı bulunup, toplam 900 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olması gerekmektedir.
5510 sayılı yasanın geçici 7 nci maddesine göre, 30.04.2008 tarihinden önce bir gün bile olsa 506, 1479, 5434, 2925 ve 2926 sayılı yasalar kapsamında sigortalılığı bulunanlar, 2829 sayılı yasanın 8 inci maddesi ve diğer maddelerine göre hizmet birleştirmesi yapılmak suretiyle ölüm aylığı almaktadırlar.
2829 sayılı yasanın 8 inci maddesinde; “… Ancak, malullük, ölüm, 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanununa göre yaş haddinden re’sen emekli olma, süresi kanunla belirlenen vazifelere atanma veya seçilme ve bağlı oldukları kurumun kanunla değiştirilmesi hallerinde ilgililere hizmet sürelerinden sonuncusunun tabi olduğu kurumca, kendi mevzuatına göre aylık bağlanır.” hükümleri bulunmaktaydı.[2]
2829 sayılı hizmet birleştirme yasasının 8 inci maddesinde yer alan üstteki hüküm gereği, bir kişinin Bağ-Kur veya SSK kapsamında ayrı ayrı hizmetleri varsa, SSK hizmetleri tek başına ölüm aylığı bağlanmasına yetiyor olsa bile, Bağ-Kur (4/b) prim borçları ödenmeden SSK (4/a) kapsamında ölüm aylığı bağlanamıyordu.
1 Ekim 2008’den önce Bağ-Kur ve SSK kurumları tarafından yapılan bahsi geçen uygulamanın aynısı, 1 Ekim 2008’den sonra SGK tarafından da devam ettirilmiştir.
12.05.2010 tarihli Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin[3] (SSİY) 62/c maddesinde; “… Ancak, Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında geçen hizmetlerle birlikte Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (c) bentleri kapsamındaki sigortalıların hak sahiplerine aylık bağlanacağı durumlarda, Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında geçen hizmetler, prim ve prime ilişkin her türlü borçların ödendiği tarih itibarıyla geçerli sayılır ve aylık bu tarihi takip eden aybaşından itibaren başlar.” hükümleri bulunmaktadır.
SSİY’nin üstte madde metnini verdiğimiz hükümleri aynen “5510 Sayılı Kanunun 4 üncü Maddesinin Birinci Fıkrasının (a) ve (b) Bendi Kapsamında Sigortalı Olanlar İle Hak Sahiplerinin Tahsis İşlemlerine İlişkin Tebliğ” in[4] 16/C-5 maddesi hükümlerinde de mevcut bulunmaktadır.
SGK’nın 2011/58 sayılı tahsis genelgesinin “4.4.” başlıklı ve 55 sayfa numaralı bölümünde ise; “4/1-(b) (Bağ-Kur) kapsamında geçen hizmetlerle 4/1-(a) (SSK) ve 4/1-(c) (Emekli Sandığı) kapsamında aylık bağlanacağı durumlarda, ölüm tarihinde, sigortalının 4/1-(b) (Bağ-Kur) kapsamında geçen hizmetlere ilişkin borcunun bulunması halinde, ölüm aylıkları prim ve prime ilişkin her türlü borçlarının ödendiği tarihi takip eden aybaşından başlatılacaktır.” hükümleri bulunmaktadır.
Üstteki yönetmelik, tebliğ ve genelge hükümlerinden anlaşılacağı üzere, 5510 sayılı yasanın bütün hükümleriyle birlikte yürürlük tarihi olan 1 Ekim 2008’den sonra da, ölen kişinin ölmeden önce son tabi olduğu sigortalılık statüsü 4/a (SSK) olsa ve 4/a kapsamındaki hizmet süreleri yalnız başına hak sahiplerine ölüm aylığı bağlanması için yetiyor olsa bile, ölen kişinin aynı zamanda 4/b (Bağ-Kur) kapsamındaki hizmetleri varsa, bu hizmetlere (4/b) ilişkin prim borçları sıfırlanmadan, ölenin hak sahiplerine 4/a kapsamında ölüm aylığı bağlanması mümkün değildir.
SGK’nın üstte sözünü ettiğimiz yönetmelik, tebliğ ve genelge hükümlerine göre, günümüz itibariyle yaptığı bu uygulama, hem 1 Ekim 2008’den sonra ilk defa sigortalı olan veya olacak kişilerden ölenler için geçerli, hem de 1 Ekim 2008’den önce sigortalılığı bulunan kişilerden ölüm tarihi 1 Ekim 2008’den sonra olan bütün kişiler için geçerlidir.
III- SSK (4/a) GÜNLERİ ÖLÜM AYLIĞI BAĞLANMASINA YETENLER BAĞ-KUR BORÇLARINI ÖDEMEDEN YARGI KARARIYLA ÖLÜM AYLIĞI ALABİLİRLER
Sosyal Güvenlik Kurumu ile vatandaşlar arasında yaşanan ihtilafların büyük bir kısmı yargı kararıyla vatandaşlar lehine çözüldüğü gibi, SSK (4/a) prim günleri ölüm aylığı bağlanmasına yetip te, Bağ-Kur (4/b) kapsamındaki hizmetlerine ilişkin prim borçları olanlardan prim borçlarını ödemeden ölüm aylığı almak isteyenlerin açtıkları davalar kendi lehlerine sonuçlanmıştır.
SGK ile aralarında bu şekilde bir sorun yaşayan veya ileride yaşaması muhtemel olan vatandaşlara örnek olması açısından, aşağıda bir adet yargı kararı özetle okurlarımıza sunulmuştur.
Konya 3. İş Mahkemesi’nin 2010/640 Esas, 2011/173 Karar numaralı ve 21.03.2011 tarihli kararında özetle; “Toplanan delillere göre davacının murisi Ahmet Tekeli’nin 1972-2007 tarihleri arasında toplam 1769 gün 506 sayılı kanun kapsamında hizmetinin olduğu, ayrıca askerlik borçlanması ile birlikte toplam hizmet süresinin 2489 gün olduğu, ve bu nedenle davacı tarafından eşinin vefatı nedeniyle 23.07.2010 tarihinde ölüm aylığı talebinde bulunduğu, ancak davalı kurum tarafından davacının eşinin ölmeden önce 2926 sayılı kanuna tabi hizmetinin olduğu ve bu hizmetten dolayı da borcunun olduğu için talebinin reddedildiği, ancak 2829 sayılı kanuna göre sosyal güvenlik kurumalarına tabi çalışmalardan birisinin tek başına yaşlılık aylığı ve ölüm aylığı bağlanması için yeterli olması halinde diğer hizmetleriyle birleştirilmesi için sigortalının veya hak sahibinin zorlanamayacağı ve kurumdan gelen yazı cevabına göre de davacının eşinin 506 sayılı yasa kapsamındaki hizmetinin ve askerlik borçlanmasının tek başına ölüm aylığı bağlanması için yeterli olduğu anlaşıldığından davacının davasının kabulü ile davacının murisi Ahmet Tekeli’nin Bağ-Kur hizmeti ile birleştirme olmadan 01.08.2010 tarihinden itibaren 506 sayılı yasa gereğince ölüm aylığına hak kazandığının tespitine, …karar verilmiştir.” denilmiştir.
Konya 3. İş Mahkemesi’nin 2010/640 Esas, 2011/173 Karar numaralı ve 21.03.2011 tarihli kararı, Yargıtay 10. Hukuk Dairesi’nin 2011/8935 Esas, 2011/13886 Karar sayılı ve 17.10.2011 tarihli kararında; “Dava, davacının muris eşi üzerinden hizmet birleştirmesi yapılmaksızın 506 sayılı kanun kapsamındaki hizmetlerine göre talep tarihini takip eden aydan itibaren ölüm aylığına hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalı kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz istediğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi (…) tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Dosyadaki yazılara, hükmün dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına 17.10.2011 gününde oy birliğiyle karar verildi.” denilerek onanmıştır.
Örnek yargı kararından da görüleceği üzere, ölen kişinin son tabi olduğu sosyal güvenlik statüsü Bağ-Kur (4/b) olsa ve müteveffanın 4/b sigortalılık statüsüne prim borçları olsa bile, eğer 4/a (SSK) veya 4/c (Emekli Sandığı) sigortalılık statüsü kapsamındaki hizmetleri tek başına ölüm aylığı bağlanmasına yetiyorsa, 4/b prim borçlarını ödemeden ve hizmet birleştirmesi yapılmadan, 4/a (SSK) veya 4/c (Emekli Sandığı) sigortalılık statüsü kapsamında ölüm aylığı bağlanabilmektedir.
IV- SONUÇ:
5510 sayılı yasanın 53 üncü maddesine göre ise, ölen kişinin ölüm tarihinde son tabi olduğu sigortalılık statüsü (4/a, 4/b veya 4/c) hangisiyse, o kapsamda ölüm aylığı bağlanmaktadır.
1 Ekim 2008’den sonra vefat eden bütün kişilerin hak sahiplerine kaç günlük prim ödeme gün sayısı üzerinden aylık bağlanacağı, 5510 sayılı yasanın 32 nci maddesi hükümlerine göre belirlenmektedir. Buna göre, ölen kişinin ölmeden önce son tabi olduğu sigortalılık statüsü 4/b veya 4/c ise, 1800 gün prim ödeme gün sayısı gereklidir. Ölen kişinin ölmeden önce son tabi olduğu sigortalılık statüsü 4/a ise, her türlü borçlanma süreleri hariç en az 5 yıldan beri sigortalı bulunup, toplam 900 gün prim ödeme gün sayısının olması gereklidir.
SGK, günümüz itibariyle 1 Ekim 2008’den önce sigortalılığı olan veya 1 Ekim 2008’den sonra ilk defa sigortalı olanlardan, 1 Ekim 2008’den sonra ölenlerin SSK (4/1-a) kapsamındaki hizmet süreleri tek başına ölüm aylığı bağlanmasına yetiyor olsa bile, ölen kişinin Bağ-Kur (4/1-b) kapsamındaki sigortalılığına ilişkin prim borcu varsa, ölenin eş, çocuk, ana ve babasına, Bağ-Kur (4/1-b) prim borçlarını ödemeden ölüm aylığı bağlamamaktadır.
SGK’nın bu uygulamasına muhatap olanlar, ölen kişinin son tabi olduğu sigortalılık statüsü 4/b olsa ve bu sigortalılıktan dolayı ölenin SGK’ya prim borcu olsa bile, iş mahkemelerine SGK aleyhine dava açtıklarında, açtıkları davaların sonucunda hizmet birleştirilmesi yapılmaksızın ve 4/b’ye ait prim borçları ödenmeden SSK (4/a) şartlarında ölüm aylığı alabilmektedirler. SGK’nın bu uygulamasıyla karşılaşan vatandaşlarımıza üstteki dava örneğini esas alarak, SGK aleyhine iş mahkemelerinde dava açmalarını ve Bağ-Kur prim borçlarını ödemeden SSK (4/a) kapsamında ölüm aylığı almalarını önemle tavsiye ederiz.
[1] Hak sahipleri kavramı; ölen sigortalının eş, çocuk, ana ve babasını ihtiva etmektedir.
[2] 2829 sayılı yasanın 8 inci maddesinin bu hükmü 5510 sayılı yasanın 106 ncı maddesiyle yürürlükten kaldırılmıştır.
[3] 12.05.2010 tarihli ve 27579 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
[4] Anılan tebliğ, 28.09.2008 tarihli ve 27011 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.