Sanatçıların Sosyal Güvenlik Sistemindeki Yeri (Mali Hukuk Sayı: 162, Kasım_Aralık 2012)
Sosyal Güvenlik - Personel Sosyal Güvenlik Mehmet Emre DİKEN - SGK Müfettişi 13.02.2016 2456Özeti :
Yazımızda sanatçıların sosyal güvenlik sistemindeki yerleri, karşılaşmış olduğu sorunlar ve çözüm önerileri iş ve sosyal güvenlik hukuku açısından değerlendirilerek anlatılacaktır.
SANATÇILARIN SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİNDEKİ YERİ (MALİ HUKUK SAYI: 162, KASIM – ARALIK 2012)
1. Giriş
Sanat, güzeli aramaya yönelik olarak zihinde ortaya çıkan yaratıcı ve estetik düşüncenin yetenekle beraber gerçek dünyaya yansıtılması olgusudur. Sanat aynı zamanda bir toplumun sosyokültürel gelişmişlik seviyesinin bir göstergesi olmakla beraber çağdaş uygarlığa giden en önemli yoldur. Sanatsal faaliyetler yaratıcı düşünce gücüne sahip, yetenekli ve az sayıda elit kişiler eliyle icra edilmektedir. Bu kişilere kısaca sanatçı adı verilmektedir.
Sanatçılar icra ettikleri faaliyetlerin yaratmış olduğu pozitif dışsallıklar nedeniyle toplumda korunması gerekli özel kişilerdir. Ancak, günümüzde sanatçıların sosyal hayattaki konumlarına bakıldığında korunması bir tarafa, temel sosyal haklardan mahrum kaldığı görülmektedir. Bu nedenle, yazımızda sanatçıların sosyal güvenlik sistemindeki yerleri, karşılaşmış olduğu sorunlar ve çözüm önerileri iş ve sosyal güvenlik hukuku açısından değerlendirilerek anlatılacaktır.
2. Değerlendirme
2.1. Sanatçıların Sigortalılık Nitelikleri
Sanatçılık mesleği genel olarak ele alındığında, bağımsızlık olgusu ilk akla gelen kavramlardan biridir. Nitekim sanat, sanatçının tam anlamıyla bağımsız, tarafsız ve özgür olması halinde önem kazanmaktadır. Gerçekten sanatsal anlamda bir eser ortaya koymak için emir ve talimat almaksızın, bağımsız olarak çalışmak gerekmektedir. Dolayısıyla sanatçılar kendilerine mahfuz bir bağımsızlık alanı bırakılması halinde sanatsal anlamda milletin kültür mirasına katkıda bulunabilecek eserler üretebileceklerdir. Genel olarak sanatsal faaliyetler bahsedilen bağımsızlık unsuru etrafında şekillenirken, bazı sanatsal faaliyetler bağlılık, kolektif çalışma ve bir organizasyonun bir araya getirilmesi gibi unsurların bir araya gelmesiyle meydana gelmektedir. Bu nedenle her sanatsal faaliyetin kendine özgü olarak sigortalılık niteliklerinin değerlendirilmesi uygun olacaktır.
2.1.1. Bağımsız Olarak Faaliyette Bulunan Sanatçıların Sigortalılık Nitelikleri
Sigortalılık nitelikleri bakımından sanatını meydana getirdiği eserleri bir fiyat karşılığında satarak serbest meslek ya da ticari bir faaliyete dönüştüren vergi mükellefi kişiler, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi gereği sigortalı sayılmışlardır (Bağkur). Bu maddeye istinaden sigortalı sayılan kişilerin sigortalılıkları vergi mükellefiyetlerinin başladığı tarihte başlamakta, sigortalı başlangıç bildirimleri vergi dairesince yapılmakta ve primleri ise asgari ücret ile asgari ücretin 6,5 katı arasında olmak üzere kendileri tarafından beyan edilen kazanç üzerinden ödenmektedir. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunun 88 inci maddesi gereği; bu kapsamdaki kişiler ay içinde eksik gün bildiriminde bulunamamakta olup, kendilerini 30 gün üzerinden Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirmek zorundadırlar. Bu kişiler hakkında iş kazası, meslek hastalığı, analık, malullük, yaşlılık, ölüm ve genel sağlık sigortası sigorta kollarının tüm hükümleri uygulanmaktadır.
Konunun daha iyi anlaşılması yönelik bir örnek vermek gerekirse;
Örnek 1- Bir işverene bağlı olmaksızın meydana getirdiği heykelleri kendine ait bir işyerinde sergileyerek bu eserleri satan (A) isimli sanatçı, bağımsız olarak faaliyet göstermesi ve 1/1/2012 tarihindeki vergi kaydı ötürü üretmiş olduğu eserleri satarak ticari faaliyette bulunması nedeniyle 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b/1) bendi gereği (Bağkur) sigortalı olacaklardır. (A) isimli sanatçının sigortalılığı vergi mükellefi olduğu 1/1/2012 tarihinde başlayacak ve 1000 TL kazanç beyan etmesi halinde bu kazancın % 33,5* olan 335 TL sigorta priminin tamamı kendisi tarafından ödenecektir.
*Sanatsal yaratıcılık faaliyetleri kısa vadeli prim oranı % 1, uzun vadeli prim oranı %20 ve genel sağlık sigortası primi % 12,5’dir.
2.1.2. Bir İşveren Tarafından Çalıştırılan Sanatçıların Sigortalılık Nitelikleri
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, bir veya birden fazla işveren tarafından ay içinde 10 gün ve üzerinde çalıştırılan; film, tiyatro, sahne, gösteri, ses ve saz sanatçıları ile müzik, resim, heykel, dekoratif ve benzeri diğer uğraşları içine alan bütün güzel sanat kollarında çalışanlar ile düşünürler ve yazarların Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine (SSK) tabi olduğu belirtilmiştir. Bu kişiler hakkında iş kazası, meslek hastalığı, hastalık, analık, malullük, yaşlılık, ölüm ve genel sağlık sigortası sigorta kollarının tüm hükümleri uygulanmaktadır.
2.1.3. Bir İşveren Tarafından 10 Günden Az Çalıştırılan Sanatçıların Sigortalılık Nitelikleri
Kültür ve Turizm Bakanlığınca belirtilen* sanat uğraşı ve çalışanlarından olmak üzere ay içerisinde çalışma saati süresine göre hesaplanan çalışma gün sayısı 10 günden az olan bir veya birden fazla kişi tarafından çalıştırılan sanatçıların sigortalılıkları, 13/2/2011 tarihinde 6111 sayılı Kanunla 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanuna getirilen Ek 6 ncı madde kapsamında farklı bir 4/a (SSK’lı) sigortalılığı niteliğinde değerlendirilmiştir.
* Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği Ek:1
Bu kapsamdaki kişiler 4/a sigortalısı olarak değerlendirilmelerine rağmen primleri, asgari ücret ile asgari ücretin 6,5 katı arasında olmak üzere kendileri tarafından beyan edecekleri kazanç üzerinden 2012 yılı için 19 gün olarak ödenecektir. Ancak kendileri tarafından aylık ödenmesi gereken primler her yıl için 1 gün artırılmak ve 30 günü geçmemek suretiyle Sosyal Güvenlik Kurumuna ödenecek, buna rağmen kişi aylık 30 gün üzerinden hizmet kazanacaktır. 2023 yılında ise kişinin ödediği prim gün sayısı ile kazanmış olduğu hizmet gün sayısı 30 gün olarak eşitleneceğinden bu avantaj ortadan kalkacaktır.
Bu kapsamdaki kişilerin % 20 malullük, yaşlılık ve ölüm sigorta primi ile % 12,5 genel sağlık sigortası primi olmak üzere toplam % 32,5 oranında prim ödeyeceklerdir. Ayrıca bu kapsamdaki kişiler işsizlik ödeneğinden yararlanmak istiyorlarsa kazançları üzerinden % 3 oranında ayrıca prim ödemeleri gerekecektir. Bu şekilde hesaplanacak primler kazancın ilgili olduğu ayı takip eden ay sonuna kadar sigortalıların kendilerince mosip online tahsilat yöntemi kullanılarak ilgili bankalar aracılığıyla Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından tahsil edilecektir.
Ayrıca bu kapsamdaki kişiler hakkında malullük, yaşlılık, ölüm ve genel sağlık sigortası hükümleri uygulanmakla beraber diğer hizmet akitlerine tabi çalışanlardan farklı olarak, bu kişiler hakkında iş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık gibi kısa vadeli sigorta hükümleri uygulanmamaktadır. Sağlık hizmetlerinden yararlanma bakımından da bu kapsamdaki kişilerin, Sosyal Güvenlik Kurumuna 60 günden fazla prim ve prime ilişkin borcun bulunmaması gerekmektedir.
2.1.4. Yapım Şirketleri Sanatçı ve Çalışanlarına İlişkin Özel Düzenleme
24/7/2012 tarihinde Sosyal Güvenlik Kurumunca yayımlanan Genel Yazı ile Yapım Şirketlerine ilişkin ayrı bir düzenleme getirilmiştir. Buna göre
1- Yapım şirketlerinde ya da yapım şirketlerine oyuncu temin eden ajanslarda çalışmaları nedeniyle işverenin emrinde, işveren tarafından belirlenen sürede ve ücret karşılığında yapanlar hakkında 4 üncü maddenin ikinci fıkrasının (b) bendine istinaden 4/a (SSK) sigortalılık hükümlerinin uygulanacağı,
2- Senarist, özgün müzik yapımcısı, dialog yazarı, başrol oyuncuları gibi yapımcı şirket adına hususiyetini vermek suretiyle bir eser üreten, bir eserin meydana gelmesinde asli unsuru oluşturan, bu şekilde üretmiş olduğu eser sözleşmesinin tarafı olabilen, bireysel olarak yaptıkları bu işlerden dolayı serbest meslek faaliyeti yürütmesi nedeniyle bu kapsamda serbest meslek makbuzu veya fatura düzenleyerek çalışanların yapım şirketi ile arasındaki ilişki istisna sözleşmesi kapsamında sayılarak, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında (Bağkur) sigortalı olarak değerlendirileceği belirtilmiştir.
Dikkat edilecek olursa sosyal güvenlik sistemimizde hizmet akdine tabi olarak çalışan sanatçıların sigortalılık niteliğinde ay içinde 10 günden az çalışanlar ve diğerleri olmak üzere iki farklı yöntem benimsenmiştir. Yapım şirketleri ile iş yapan senarist, özgün müzik yapımcısı, dialog yazarı, başrol oyuncuları gibi kişililerin ilişkileri ise istisna akdi olarak değerlendirilerek bu kişiler 4/b (Mülga Bağkur) sigortalısı oldukları kabul edilmiştir.
Diğer taraftan hizmet akdine tabi olarak ay içinde 10 günden az çalışan sanatçılar Kanunun Ek 6 ncı maddesi gereği 4/a sigortalısı (Mülga SSK’lı) sayılmalarına rağmen, 4/b sigortalılarında (Bağkur) olduğu gibi sigorta primlerinin kendilerince ödenmesi öngörülmüştür. Ayrıca 4/b (Bağkur) sigortalılarında olduğu gibi, bu kişilerin sağlık hizmetlerinden yararlanması 60 günden fazla prim ve prime ilişkin borcunun bulunmaması şartına bağlanmış ve iş kazası, meslek hastalığı, analık ve hastalık sigortası hükümleri bakımından kapsam dışında bırakılmışlardır. Ancak bu kapsamdaki kişilere 2023 yılına kadar ilgili bölümde bahsedilen prim ödeme avantajı getirilmesiyle söz konusu farklılıklar telafi edilmeye çalışılmıştır. Kısacası bu kapsamda kısmi süreli çalışan sanatçılar için karma bir sigortalılık niteliği öngörülmüştür.
Öte yandan hizmet akdine tabi olarak 10 gün ve üzerinde çalışan sanatçılar bakımından ise 4/a sigortalılığının istisnasız olarak uygulandığı görülmektedir. Dolayısıyla bu kişilerin primleri ücretlerinden kesilmek üzere işçi ve işveren payı ile beraber işverenlerince ödenmekte, sağlık dahil sigorta haklarından yararlanma bakımından bu kişileri çalıştıran işverenlerin prim borcu bulunup bulunmaması önem arz etmemektedir. Ayrıca bu kapsamdaki kişilerin bildirimleri işverenlerince yapılmakta olup; iş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık sigortası haklarından da yararlanmaktadırlar.
Konunun daha iyi anlaşılması bakımından örneklerle açıklayacak olursak;
Örnek 2- Bir gazeteye bağlı olarak köşe yazarlığı yapan ve ay içinde 30 gün çalışarak 2.500 TL kazanç elde eden (B) isimli kişi istisnasız olarak 4/a (SSK) sigortalısı sayılacak, kazancı üzerinden % 14 işçi payı olmak üzere % 33,5’u* olan 837,50 TL işçi ve işveren payı olarak işveren tarafından Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilecektir.
* Kısa vadeli sigorta primi % 1 olarak hesaplamaya dahil edilmiş olup, işsizlik sigorta primi dahil edilmemiştir.
Örnek 3- Bir televizyon kanalına bağlı olarak sahne ışıkçılığı yapan ve ay içinde 9 gün çalışarak kazanç elde eden (C) isimli kişi, Ek 6 ncı madde kapsamında 4/a (SSK’lı) sigortalısı sayılacak, günlük asgari 31,35 TL kazanç beyan etmesi halinde, 2012 yılı için 193.57 TL (31,35x%32,5x19) olan sigorta priminin tamamını kendisi ödeyecektir.
Örnek 4- Fatura mukabilinde başrol oyunculuğu yapan (D) isimli sanatçı istisna akdi kapsamında faaliyet göstermesi ve 1/9/2012 tarihindeki vergi kaydına istinaden serbest meslek kazancı bulunması dolaysıyla 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının b/1 bendi gereği (Bağkur) sigortalı olacaktır. (D) isimli sanatçı; 1/9/2012 tarihinde vergi mükellefi olması halinde sigortalılığı bu tarihte başlayacak ve asgari ücret ile asgari ücretin 6,5 katı kazanç sınırları dâhilinde 2000 TL kazanç beyan etmesi halinde bu kazancın % 33,5’u olan 670 TL sigorta priminin tamamını kendisi ödeyecektir.
*Sanatsal yaratıcılık faaliyetleri kısa vadeli prim oranı % 1, uzun vadeli prim oranı %20 ve genel sağlık sigortası primi % 12,5’dir.
2.2. Hizmet Akdi ve İşveren tarafından Çalıştırılma Tartışmaları
Kendi adına ve hesabına bağımsız olarak çalışan sanatçılar 4/b sigortalısı olarak nitelendirilmekle beraber esasen tartışmalar başka bir kişi tarafından çalıştırıldığı iddia edilen sanatçılar açısından ortaya çıkmaktadır.
Bilindiği üzere 4/a (SSK) sigortalılığının temeli bir hizmet akdine tabi olarak bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılmaya dayanmaktadır. 4857 sayılı İş Kanunda hizmet akdi (iş sözleşmesi): bir tarafın bağımlı olarak iş görmeyi, diğer tarafın da ücret ödemeyi üstlenmesinden oluşan sözleşme olarak tanımlanmıştır. Borçlar Kanunu'nun. 313 üncü maddesinde ise, "Hizmet akdi bir mukaveledir ki, onunla işçi muayyen ve gayri muayyen bir zamanda hizmet görmeyi ve iş sahibi dahi ona bir ücret vermeyi taahhüt eder" şeklinde tarif edilmiştir. Gerek İş Kanunu gerekse Borçlar Kanunundaki tanımlardan; hizmet akdinin ücret, zaman ve bağımlılık unsurları üzerine kurulduğu anlaşılmaktadır. Yargıtay yerleşik içtihatlarına göre vermiş olduğu birçok kararında da* zaman ve bağımlılık unsurlarının hizmet akdinin ayırıcı özelliği olduğunu, zaman unsurunun işgücünün belirli ya da belirli olmayan bir süre içinde işveren veya vekilinin buyruğunda bulundurmayı kapsadığını, bağımlılığın ise; her an ve durumda çalışanı denetleme veya buyruğuna göre edimini yaptırma olanağını işverene tanıyan unsur olduğunu belirtmiştir.
* Yargıtay Hukuk Genel Kurulu; 24/6/1998 Esas 1998/21-529 Karar 1998/534, 29/3/2006 Esas 2006/10-84, Karar 2006/121
Esasen sanatçılık faaliyetlerin hukuksal niteliği çoğunlukla istisna akdi olarak kabul edilmektedir. Ancak bazı sanatsal faaliyetler gerçekten istisna akdinin sınırlarını aşmakta ve hizmet akdi olarak nitelendirilebilecek konuma gelmektedir. Şöyle ki, bazı sanatsal faaliyetler sanatçılarla hukuki ilişki içinde bulunan kimselerin gösterdiği yerde, belirttiği zamanda, emir, talimat ve denetim unsurları içinde gerçekleşmektedir. Dolayısıyla bu ilişkiyi istisna akdi olarak nitelendirmek ilgili Kanunlar ve bu konudaki Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına açıkça aykırı düşecektir. Özellikle ilişkinin bağımlılık unsuru içeren biçimde olması halinde hizmet akdinin kabulü gerekecektir. Kaldı ki, Yargıtay 10 uncu Hukuk Dairesinin 27/6/2001 tarihinde verdiği bir kararında*; sanatçıların zorunlu olarak Sosyal Sigortalar Kurumu sigortalısı sayılabilmeleri için hizmet akdine göre çalışmalarının şart olmadığı, aradaki ilişki ister istisna ister hizmet isterse başka bir akit olsa bile, bu kişilerin çalıştırılmaları halinde zorunlu Sosyal Sigortalar Kurumu sigortalısı olarak kabul edilmesi gerektiği sonucuna varmıştır. Ayrıca Yüksek Mahkeme herhangi bir gazino sahibinin gazinosunda ya da düğün salonlarında şarkı okuyan ses sanatçıları ile saz heyetinde çalışanları, film yapımcısının çalıştırdığı film artistlerini, gazetelerde çalışan köşe yazarlarını zorunlu Sosyal Sigortalar Kurumu sigortalısı bakımından örnek olarak göstermiştir.
Dolayısıyla senarist, özgün müzik yapımcısı, dialog yazarı ve başrol oyuncuları gibi yapım şirketleriyle ilişki içerisinde bulunan kişilerin sigortalılık nitelendirilmesine ilişkin Sosyal Güvenlik Kurumu uygulamaları ile Yargıtay yerleşik içtihatları farklılık göstermektedir. Bu noktada söz konusu ilişkinin salt sanatçılarla iş ilişkisi içerisinde olan kişilerce hizmet akdi yahut istisna akdi olarak nitelendirmesi önem arz etmemekte olup, sorun Sosyal Güvenlik Kurumu denetim elemanının ilişkiyi incelemesi üzerine yazacağı rapor yahut İş Mahkemesine açılan bir dava üzerine çözüm bulacaktır. .
* Yargıtay 10 uncu Hukuk Dairesi 27/6/2001, Esas 2001/3653, Karar 2001/5041
3. Sonuç
Türk Sosyal Güvenlik Sistemi sanatçıların sosyal güvenlikleri bakımından çeşitli uygulamaları içerisinde barındırmaktadır. Sanatçıların sosyal güvenlik uygulamaları; sanatçıların istisna akdine tabi olarak bağımsız çalışmaları yahut bir işverene tabi olarak ay içinde 10 günden az çalışmaları, ya da bir işverene bağlı olarak ay içinde 10 gün ve daha fazla çalışmalarına göre farklılıklar göstermektedir. Buna göre; istisna akdine tabi olarak çalışan sanatçılar 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunca 4/b (Bağkur) sigortalısı, bir işverene tabi olarak ay içinde 10 günden az çalışan sanatçılar Ek 6 ncı madde kapsamında primleri kendilerince ödenen 4/a (SSK) sigortalısı, bir işverene bağlı olarak ay içinde 10 gün ve daha fazla çalışan sanatçılar ise primleri işverence ödenen 4/a (SSK) sigortalısı sayılmaktadır.
Sanatçıların sosyal güvenlik niteliklerindeki tartışmalar senarist, özgün müzik yapımcısı, dialog yazarı ve başrol oyuncuları gibi sanatçıların yapım şirketleri ile olan ilişkilerinin hizmet akdi yahut istisna akdi olup olmadığı yönünde yoğunlaşmaktadır. Ayrıca bu husustaki Sosyal Güvenlik Kurumu uygulaması ile Yargıtay Kararları farklılık göstermektedir. Yargıtay’ın bu hususa ilişkin kararında; ilişkinin hizmet akdi ya da istisna akdinden kaynaklanmasının bir önemi bulunmadığını, bu kişilerin çalıştırılmasının zorunlu 4/a (SSK) sigortalılığı için yeterli olduğunu belirtmiştir. Sosyal Güvenlik Kurumu ise 24/7/2012 tarihli Genel Yazısında, bu kişilerin 4/a (SSK) zorunlu sigortalı sayılabilmeleri bakımından hizmet akdinin mevcudiyetinin aranacağını belirtmiştir.
Özetle söz konusu uygulamalarda birliğin sağlanarak; sorunun çözümünde Sosyal Güvenlik Kurumunun, sanatçıların ve yapım şirketlerinin müşterek uzlaşmasıyla yapılacak yeni bir düzenlemenin Ülkemizin sanatsal faaliyetlerine olumlu yönde katkıda bulunacağı düşünülmektedir.
KAYNAKÇA:
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu
4857 sayılı İş Kanunu
313 sayılı Borçlar Kanunu
Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği
2009/37 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Genelgesi
2011/36 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Genelgesi
24/7/2012 tarihli Sosyal Güvenlik Kurumu Genel Yazısı
Yargıtay Kararları; http://www.kazanci.com/kho2/ibb/giris.htm