Mahkeme Kararıyla Anonim Şirketlerin Sona Erdirilmesi

Mali Yönetim Şirketler Hukuku Uygulamaları
Mahkeme Kararıyla anonim şirketlerin sona erdirilmesi
Özeti :

Bu çalışmada, ETTK hükümleri ile karşılaştırmalı olarak, YTTK’daki anonim şirketlerin mahkeme kararıyla sona ermesini gerektiren haller ile bu hallere ilişkin usul ve esaslar detaylı bir şekilde açıklanacaktır.

  İhale ve mali konularda DANIŞMANLIK ve EĞİTİM talepleriniz için iletişime geçmek üzere lütfen TIKLAYINIZ

ANONİM ŞİRKETLERİN MAHKEME KARARIYLA SONA ERDİRİLMESİ

 

GİRİŞ

01 Temmuz 2012 Pazar günü yürürlüğe girecek olan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda[1] (YTTK), anonim şirketlerin sona erme sebepleri, genel ve özel haller olmak üzere iki grupta düzenlemiştir. Uygulamada ve doktrinde ise sözkonusu gruplamadan ziyade anonim şirketlerin sona erme sebepleri; iradi, iradi dışı ve mahkeme kararıyla sona erme (fesih) şeklinde olmak üzere üç grupta değerlendirilmektedir. Sözkonusu sebeplerden mahkeme kararıyla fesih; YTTK’nın ilgili maddelerinde gösterilen hallerin varlığı halinde yine aynı maddelerde gösterilen kişi ya da kurumların talepte bulunmasına bağlı olarak mahkeme tarafından anonim şirketin varlığının sona erdirilmesidir.

YTTK’da anonim şirketlerin dört durumda mahkeme kararıyla sona erdirilmesine ilişkin düzenleme yapılmıştır. Bunlar; “kanunen gerekli olan organlarından birinin olmaması veya genel kurulun toplanamaması”, “kamu düzenine veya işletme konusuna aykırı işlemlerde bulunulması”, “haklı sebeplerin varlığı” ve “şirketin kuruluşunda kanun hükümlerine aykırı hareket edilmesi”dir.

Bu çalışmada, ETTK hükümleri ile karşılaştırmalı olarak, YTTK’daki anonim şirketlerin mahkeme kararıyla sona ermesini gerektiren haller ile bu hallere ilişkin usul ve esaslar detaylı bir şekilde açıklanacaktır.

 

1. ANONİM ŞİRKETLERİN MAHKEME KARARI İLE SONA ERMESİNİ GEREKTİREN HALLER

1.1. ŞİRKETİN GEREKLİ ORGANLARINDAN BİRİNİN OLMAMASI VEYA GENEL KURULUN TOPLANAMAMASI

Anonim şirketlerin zorunlu organları, genel kurul ve yönetim kuruludur. YTTK’da denetçiler, ETTK’nın aksine, organ olarak düzenlenmemiştir. YTTK’nn 530. maddesinde; uzun süreden beri şirketin kanunen gerekli olan organlarından birinin mevcut olmaması veya genel kurulun toplanamaması halinde, pay sahipleri, şirket alacaklıları veya Gümrük ve Ticaret Bakanlığının[2] istemi üzerine, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinin, yönetim kurulunu da dinleyerek şirketin durumunu kanuna uygun hale getirmesi için bir süre belirleyeceği, bu süre içinde durum düzeltilmezse mahkemenin şirketin feshine karar vereceği hükme bağlanmıştır. Madde gerekçesinde ise, gerekli organın mevcut olmaması ile kastedilenin bu organın gerçekten bulunmaması olduğu, yönetim kurulunun süresi sona ermiş olmasına rağmen, yeni bir yönetim kurulunun seçil(e)memiş olması veya yönetim kurulu üyelerinin istifaları ile kurulun boşaldığı ve yerlerini doldurma imkanının bulunmadığı hallerde yönetim organının mevcut olmadığının kabul edilmesi gerektiği, yönetim kurulunun mevcudiyetine rağmen, hiç veya gereği gibi toplanamamasının somut olayın özelliklerine göre maddenin kapsamında kabul olunabileceği vurgulanmıştır.

YTTK, anonim şirketin kanunen gerekli organlarından birinin mevcut olmaması veya genel kurulun toplanamaması halinin devamlılık göstermesini şart koşmuştur. Bu durum maddede “uzun süreden beri” ibaresiyle ifade edilmiştir. Devamlılıktan ne kadar bir sürenin anlaşılması gerektiğine mahkeme karar verecektir. Öte yandan, başvuru üzerine mahkeme fesih kararı vermeden önce durumun düzeltilmesi için şirkete uygun bir süre verecektir. Bu sürenin tanınması mecburidir. Bu aşamada Kanun ayrıca, mahkemenin karar alırken yönetim kurulunu dinlemesini zorunlu kılmıştır. Bununla birlikte, şirket yönetim kurulunun mevcut olmaması halinde, mahkemenin yönetim kurulunu dinlemesi fiili olarak mümkün olamayacaktır. Ancak, Kanunda bu durumda ne yapılacağına dair herhangi bir düzenleme yoktur.[3]

Organ boşluğu nedeniyle açılan davada mahkeme, şirketin korunması, işle­rinin yürütülmesi ve tüzel kişinin malvarlığıyla ilgili ilişkilerinin devamlılığının sağlanması amacıyla taraflardan (pay sahipleri, şirket alacaklıları, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı) birinin talebi üzerine gerekli tedbirleri (geçici hukuki korumaları) almaya yetkilidir. 4721 Türk Medeni Kanununun 427/IV. maddesinde “bir tüzel kişinin gerekli organlardan yoksun kalması ve yönetimi başka yoldan sağlanamaması” durumunda, vesayet makamı (asliye ticaret mahkemesi) tarafından kayyım ataması yapılacağı belirtilmiştir. Dolayısıyla, organ boşluğu durumunda asliye ticaret mahkemesi geçici tedbir olarak şirkete kayyım ataması yapabilecektir.[4] Mahkeme tarafından atanan kayyım, anonim şirketin malvarlığıyla ilgili ilişkilerin devamlılığını sağlayacak ve şirketin idaresiz kalan mallarını yönetecektir. Öte yandan kay­yım, yalnızca acil ve zorunlu işlemleri yaparak en kısa zamanda genel kurulu toplantıya çağıracak ve genel kurulun yöne­tim kurulunu seçmesini müteakiben şirketin idaresini bu organa tevdi edecektir.[5]

 

1.2. HAKLI SEBEPLERİN VARLIĞI

YTTK’da anonim şirketlerin sona ermesiyle ilgili getirilen en önemli yenilik, anonim şirketlerin haklı sebeplerle feshinin mahkemeden talep edilebilmesine ilişkin düzenlemedir. Getirilen hüküm, ETTK’da yer almayan ve doktrinde çokça tartışılan bir kurumu hukukumuza kazandırmaktadır. YTTK’nın 531. maddesinde; “Haklı sebeplerin varlığında, sermayenin en az onda birini ve halka açık şirketlerde yirmide birini temsil eden payların sahiplerinin, şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden şirketin feshine karar verilmesini isteyebileceği, mahkemenin fesih yerine, davacı pay sahiplerine, paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenip davacı pay sahiplerinin şirketten çıkarılmalarına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme karar verebileceği” hükme bağlanmıştır. Haklı sebeplerle fesih davası açabilecek olan pay sahiplerinin oranı, esas sözleşme ile düşürülebilir, ancak artırılamaz. Davacıların dava açarken teminat göstermesi de zorunlu değildir.

Kanun koyucu, haklı sebebi tanımlamamış ve örneklendirmemiştir. Ancak madde gerekçesinde, genel kurulun birçok kez kanuna aykırı bir şekilde toplantıya çağrılmış olması, azlık hakları ile bireysel hakların devamlı ihlali, özellikle bilgi alma ve inceleme haklarının engellenmesi, şirketin sürekli zarar etmesi, dağıtılan kar payının düzenli azalması, haklı sebebe örnek olarak verilmiştir. İleri sürülen sebeplerin haklı olup olmadığına karar verecek olan merci ise mahkemedir. Mahkeme sebepleri haklı bulsa bile fesih kararı vermek zorunda değildir. Şirketin feshini haklı kılan sebeplerin varlığına rağmen, yaşatılmasının ekonomik ve rasyonel açıdan daha doğru olacağına kanaat getiren mahkeme; şirketi feshetmek yerine, fesih talebinde bulunan pay sahiplerinin paylarının gerçek değerinin ödenmesine ve kendilerinin şirketten çıkarılmalarına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedebilecektir.

 

1.3. ŞİRKETİN KURULUŞUNDA KANUN HÜKÜMLERİNE AYKIRI HAREKET EDİLMESİ

ETTK’nın 299. maddesinde anonim şirketlerin kuruluş işlemlerinin mahkeme tarafından tasdik edilmesine ilişkin usul ve esaslar düzenlenmiş; ayrıca aynı maddenin V. ve VI. fıkralarında, anonim şirketlerin hangi hallerde mahkeme tarafından kurulmamış sayılmasına karar verilebileceği hükme bağlanmıştır. Sözkonusu madde, 1995 yılında 559 sayılı KHK ile tamamen yürürlükten kaldırılmış, dolayısıyla geçmişe etkili olan “kurulmamış sayılma davası” sistem dışı bırakılmıştır.[6] ETTK’nın mülga olan 299. maddesinin V. ve VI. fıkraları, bazı değişikliklerle YTTK’nın 353. maddesinde yeniden düzenlenmiştir. Anılan maddede; anonim şirketin butlanına veya yokluğuna karar verilemeyeceği; ancak, şirketin kurulmasında kanun hükümlerine aykırı hareket edilmek suretiyle, alacaklıların, pay sahiplerinin veya kamunun menfaatleri önemli bir şekilde tehlikeye düşürülmüş veya ihlal edilmiş olursa, yönetim kurulunun, Gümrük ve Ticaret Bakanlığının, ilgili alacaklının veya pay sahibinin istemi üzerine şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesince şirketin feshine karar verileceği, davanın, şirketin tescil ve ilanından itibaren üç aylık hak düşürücü süre içinde açılmasının şart olduğu hükme bağlanmıştır.

Fesih davası açabilmek için dava açmaya yetkili olanların menfaati önemli bir şekilde tehlikeye düşürülmesi veya ihlal edilmesi, ayrıca sözkonusu hususların şirketin kurulmasında kanun hükümlerine aykırı hareket edilmesinden kaynaklanması gerekmektedir. Mahkeme davanın açıldığı tarihte gerekli önlemleri alacaktır. Mahkemenin alabileceği önlemler, somut olayın özelliğine göre belirlenecek olmakla birlikte, genel olarak şirkete kayyım atanması, ayni ve nakdi malvarlığına tedbir konulması, ihtiyati tedbir kararı alınması, vb şekillerde olabilecektir.

Öte yandan, davanın açıldığı ve kesinleşmiş olan mahkeme kararı, mahkemenin bildirimi üzerine, derhal ve resen ticaret siciline tescil ve Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan olunacaktır. Ayrıca yönetim kurulu, tescil ve ilanı yapılan hususu, tirajı ellibinin üzerinde olan ve yurt düzeyinde dağıtımı yapılan en az bir gazetede ilan edecek ve internet sitesine koyacaktır. Sözkonusu bilgileri usule uygun bir şekilde internet sitesine koymayan anonim şirket yönetim kurulu üyeleri üç aya kadar hapis ve yüz güne kadar adli para cezasıyla cezalandırılacaktır (YTTK md. 353/V, 562/XII, 1524).

 

1.4. KAMU DÜZENİNE VEYA İŞLETME KONUSUNA AYKIRI İŞLEMLERDE VEYA BU YÖNDE HAZIRLIK YA DA MUVAZAALI İŞ VE FAALİYETLERDE BULUNULMASI

ETTK’nın 274/II. maddesinde; “Kanuna, esas sözleşme hükümlerine veya kamu düzenine aykırı işlemler ve faaliyetlerde bulunduğu anlaşılan şirketler aleyhine özel kanunlarındaki hükümler saklı kalmak kaydıyla Sanayi ve Ticaret Bakanlığınca fesih davası açılabilir.” denilmektedir. Sözkonusu hüküm doktrinde, fesih davası açma sebepleri arasında sayılan esas sözleşmeye ve kanuna aykırılık hallerinin belirsiz olduğu ve çok geniş yetki alanı oluşturduğu, ayrıca Bakanlığın fesih davası açma yetkisinin süresinin açık olmadığı, bu durumların da hukuk güvenliği açısından sakıncalar doğurduğu gerekçeleriyle eleştirilmiştir.

Bahsi geçen eleştiriler dikkate alınarak, anılan hüküm YTTK’da yeniden düzenlenmiştir. Bu kapsamda, YTTK’nın 210. maddesinde; kamu düzenine veya işletme konusuna aykırı işlemlerde veya bu yönde hazırlıklarda ya da muvazaalı iş ve faaliyetlerde bulunduğu belirlenen ticaret şirketleri hakkında, özel kanunlardaki hükümler saklı kalmak kaydıyla, Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca, bu tür işlem, hazırlık veya faaliyetlerin öğrenilmesinden itibaren bir yıl içinde fesih davası açılabileceği hüküm altına alınmıştır. ETTK’ya göre Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca şartların varlığı halinde sadece sermaye şirketleri hakkında fesih davası açılabilmekteyken, YTTK’ya göre ise bu dava bütün ticaret şirketleri (şahıs ve sermaye şirketleri) hakkında açılabilecektir. Ayrıca ETTK’da “kanun, esas sözleşme ve kamu düzenine aykırılık” şeklinde düzenlenen fesih davasını gerektiren haller, YTTK’da “kamu düzeni ve işletme konusuna aykırılık” şeklinde belirlenmiş, kamu düzenine veya işletme konusuna aykırı işlemler için hazırlık yapılması ile muvazaalı faaliyetlerde bulunulması da hükmün kapsamına alınmıştır. Bunlardan ayrı olarak davanın belli bir süre içinde açılması kuralı da getirilmiştir.

 

2. MAHKEME KARARIYLA SONA EREN ANONİM ŞİRKETLERİN TASFİYESİ

Yukarıda açıklanan sebeplere istinaden anonim şirketin feshinin talep edileceği mahkeme, şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesidir. Sona erme davası, anonim şirket tüzel kişiliği aleyhine açılacak ve yargılama aşamasında şirketi (varsa) yönetim kurulu temsil edecektir. Mahkemenin anonim şirketin sona ermesine (feshine) karar vermesi halinde, şirket tasfiyeye girecektir. Sona erme, kural olarak yönetim kurulunca ticaret siciline tescil ve ilan ettirilmekle birlikte, mahkeme kararıyla sona ermede durum farklıdır. Mahkemece şirketin sona ermesine karar verildiği hallerde, keyfiyet mahkeme tarafından ticaret siciline bildirilecek, sicil tarafından derhal ve resen tescil yapılacaktır. Bu sayede işlemin sürüncemede kalması da engellenmiş olacaktır. Öte yandan mahkeme şirketin feshine karar verirken tasfiye memuru da atayacaktır. Feshe karar veren mahkeme tasfiye memuru atayıp atamama hususunda serbest olmayıp, tasfiye memurunu belirlemek zorundadır. Bu halde, sona erme keyfiyeti ile birlikte atanan tasfiye memurları da resen tescil edilecektir.

Asliye ticaret mahkemesince verilen sona erme kararına karşı tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir. Temyiz mercii bölge adliye mahkemeleri göreve başlayana kadar Yargıtay’dır; başlamalarından sonra ise anılan mahkemeler olacaktır. Yargıtay’ın temyiz incelemesi kural olarak dosya üzerinde yapılmakla birlikte, tüzel kişiliğin feshine ilişkin davalarda, taraflardan birinin temyiz veya cevap dilekçesinde duruşma yapılmasını talep etmesi halinde inceleme duruşmalı yapılacaktır.

Tasfiye halindeki şirket, pay sahipleriyle olan ilişkileri de dahil, tasfiye sonuna kadar tüzel kişiliğini korur ve ticaret unvanını “tasfiye hâlinde” ibaresi eklenmiş olarak kullanır. Organların yetkileri ise tasfiye amacıyla sınırlı olup, tasfiye ile birlikte organların görev ve yetkileri, tasfiyenin yapılabilmesi için zorunlu olan, ancak nitelikleri gereği tasfiye memurlarınca yapılamayan işlemlere özgülenir.

 

3. SONUÇ

Anonim şirketler iradi olarak sona erebilecekleri gibi iradi dışı da sona erebilirler. Bunlardan ayrı olarak sözkonusu şirketlerin mahkeme kararıyla da sona erdirilmesi mümkündür. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa göre dört durumda anonim şirketler hakkında fesih kararı verilebilecektir. Bu haller; şirketin gerekli organlarından birinin olmaması veya genel kurulun toplanamaması, haklı sebeplerin varlığı, şirketin kuruluşunda kanun hükümlerine aykırı hareket edilmesi ile kamu düzenine veya işletme konusuna aykırı işlemlerde veya bu yönde hazırlık ya da muvazaalı iş ve faaliyetlerde bulunulmasıdır. Bahsi geçen her bir durum için kimlerin, hangi gerekçelerle ve hangi süre içerisinde mahkemeye başvurabileceği, yetkili mahkeme, yargılama usulü, tedbir kararı alınması, yargılama sonrasında mahkemenin verebileceği karar/kararların neler olduğu YTTK’da detaylı bir şekilde düzenlenmiştir. Feshine karar verilen şirket, Kanunda belirtilen usul çerçevesinde tasfiye edilecek ve tasfiyenin tamamlanması sonrasında ticaret sicilinden silinecektir.

Mahkeme kararıyla fesih, bir anlamda anonim şirketlerin ölümüne giden yolun başlangıcı olduğundan, iradeleri dışında bu süreci başlatan hususların, şirket yöneticileri tarafından detaylı bir şekilde ve her yönüyle bilinmesi gerekli ve önemlidir.

 

[1] 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu 13.01.2011 tarihinde TBMM’de kabul edilmiş ve 14.02.2011 tarihli, 27846 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır.

[2] 640 sayılı Gümrük ve Ticaret Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında KHK ile (mülga) Sanayi ve Ticaret Bakanlığının Türk Ticaret Kanununa ilişkin görev ve yetkileri, yeni kurulan Gümrük ve Ticaret Bakanlığına devredilmiş ve anılan KHK’da sözkonusu görev ve yetkiler nedeniyle Sanayi ve Ticaret Bakanlığına yapılmış olan atıfların Gümrük ve Ticaret Bakanlığına yapılmış sayılacağı belirtilmiştir.

[3] Mustafa Yavuz, Anonim Şirketlerin Organ Boşluğu Nedeniyle Feshi, Yaklaşım, Ocak 2009, S.193

[4] Yavuz, agm, S.193

[5] Oruç Hami ŞENER, “Uygulamalı Ortaklıklar Hukuku”, Seçkin Yayıncılık, Ankara 2002, s. 83

[6] Mustafa Yavuz, Kanuna Aykırı Kurulan Anonim ve Limited Şirketlerin Feshi, Yaklaşım, Ocak 2012, S.229