İhale Dokümanlarının Delil Sözleşmesi Niteliği
Yapım İşleri Öncelik Sıralaması / Projeler Mali Hakem - Editör 27.10.2016 3877Özeti :
4734 sayılı Kanuna göre ihale edilen yapım işlerinde imza edilen sözleşmeler ve bu sözleşmelerin ekinde yer alan belgeler Hukuk dilinde "Delil Sözleşmesi" olarak kabul edilmektedir. Delil sözleşmesi taraflar açısından çok önemlidir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, Esas: 2010/15-609, Karar: 2010/634 sayılı Kararında “Delil Sözleşmesi”;
“…Hal böyle olunca, delil sözleşmesi ile ilgili olarak şu genel açıklamaların yapılmasında yarar vardır:
1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 287/2. maddesindeki delil sözleşmesi; ortaya çıkan uyuşmazlıkta belli bir hususun ne tür deliller ile ispatlanacağının taraflarca yazılı olarak saptanmasıdır.
HUMK'nun 287. maddesinin birinci cümlesinde kanunun ispatını belli bir şekle bağladığı vakıaların, başka bir delil ile ispat olunamayacağı esası konulmuş olmakla beraber, aynı maddenin ikinci cümlesinde bir delil mukavelesinin yapılmış olduğu hallerde, mukaveleye konu olan vakıanın başka bir delil ile ispat olunamayacağı kabul edilmekle, delil konusunda tarafların anlaşmalarının geçerli bulunduğu esası benimsenmiştir.
Delil sözleşmesinin geçerli olması, sözleşme hürriyetinin (Anayasa m. 48) doğal bir sonucudur.
Genel hükümler uyarınca yapılacak bazı sözleşmelerde, yanlara bazı kanıtlarla yazılı biçimde ispat hakkının sınırlı olarak tanınması halinde, bu sınırlar dışında kanıt gösterilmesi olanaksızdır.
Anayasanın 48. maddesinde sözleşme özgürlüğü esası benimsendiğine göre, bu esaslar uyarınca düzenlenecek sözleşmenin ispatı biçimi de belirlenebilir ve sınırlanabilir. Bu esas, sözleşme özgürlüğüne dayanmaktadır.
818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 19. maddesi, Anayasanın yukarda sözü edilen maddesinde benimsenen özgürlüğü hukuk ilkelerine uygun olarak sınırlandırmış ise de, bu sınırlama içinde, deliller bakımından tarafların sözleşme yaparken birleşen iradeleri ile sınırlama yapılamayacağını öngörmemiştir.
Delil sözleşmesinin konusu ispattır. Bu nedenle delil sözleşmesi ile ispat şartı olan yazılı şekil öngörülebilir veya var olan yazılı şekil (senet) ile ispat zorunluluğuna istisna (mesela, senetle ispatı gereken bir hukuki işlemin tanıkla ispat edilebileceği) kabul edilebilir. Buna karşılık, delil sözleşmesi ile geçerlilik (sıhhat) şartı olan yazılı şekil yerine başka bir şekil kararlaştırılamaz.
Delil sözleşmesi, usul hukukuna ilişkin bir sözleşmedir (Prozessvertrag). Çünkü, delil sözleşmesi asıl etkisini usul hukuku alanında göstermektedir.
Delil sözleşmesi, belli bir hukuki ilişki için yapılabilir. Delil sözleşmesinde, hangi hukuki ilişkinin hangi delil ile ispat edilebileceğinin kararlaştırıldığının açıkça gösterilmesi gerekir. Taraflar "bundan böyle aramızda çıkacak bütün uyuşmazlıklar tanıkla ispat edilecektir" şeklinde genel bir delil sözleşmesi yapamazlar.
Bir davanın tarafları, (dava açılmadan önce veya sonra) bir hususun (vakıanın, hukuki işlemin) yalnız belli bir delil ile ispat edileceği hakkında bir sözleşme yaparlarsa, buna münhasır delil sözleşmesi denir. Yani bu halde, o husus yalnız delil sözleşmesi ile kabul edilmiş olan delil ile ispat edilebilir; başka bir delil ile ispat edilemez (HUMK m. 287/2).
Münhasır olmayan delil sözleşmesinin en önemli misali, senetle ispatı zorunlu olan bir hukuki işlemin (HUMK m. 288, m. 290), tanıkla da ispat edilebileceği hakkında yapılan delil sözleşmesidir (HUMK m. 289).
Delil sözleşmesi yazılı şekilde yapılabilir (HUMK m. 287/2); bunun için adi yazılı şekil yeterlidir. Ancak, bu yazılı şekil, geçerlik (sıhhat) şartı olmayıp, sadece bir ispat şartıdır.
Bir hususun ispatı için münhasır delil sözleşmesi yapılmış ise, delil sözleşmesinde kararlaştırılan delilden (veya delillerden) başka delil kabul olunmaz. Buna göre, taraflar, delil sözleşmesi ile aynı zamanda delillerini hasretmiş olurlar, yani taraflar, delil sözleşmesinde kararlaştırdıkları deliller dışında başka delil gösteremezler (Prof. Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 2001, c.3, s.2881 vd.).
Delil sözleşmesi kesin delil sayıldığından gerek tarafları ve gerekse mahkemeyi bağlayacağından hakimin görevinden ötürü (re'sen) bu hususu göz önünde bulundurması mecburidir (Hukuk Genel Kurulu'nun 07.05.1980 gün 1978/15-291 E., 1980/1959 K. sayılı içtihadı)…..”
Şeklinde tanımlanarak delil sözleşmesinin şartları ve ortaya çıkardığı sonuçları açıklanmıştır.
Kararda ayrıca, taraflar arasında yazılı "münhasır delil sözleşmesi" yapıldığında yüklenici tarafından tüm iddiaların ve itirazların ancak imzalamış olduğu bu delil sözleşmesine uygun olarak dermeyan edilebileceği, Yargıtay'ın kökleşmiş içtihadının da bu doğrultuda olduğuna yer verilmiştir.
Karar gereği bir davanın tarafları, (dava açılmadan önce veya sonra) bir hususun (vakıanın, hukuki işlemin) yalnız belli bir delil ile ispat edileceği hakkında bir sözleşme yaparlarsa, buna münhasır delil sözleşmesi denir. Yani bu halde, o husus yalnız delil sözleşmesi ile kabul edilmiş olan delil ile ispat edilebilir; başka bir delil ile ispat edilemez denildiğinden;
Yapım işlerine ait Tip Sözleşmenin “Sözleşmenin ekleri” başlıklı 8.1 inci maddesinde yer verilen;
“Sözleşme, ekindeki ihale dokümanı ve diğer belgelerle bir bütündür, İdareyi ve Yükleniciyi bağlar. Ancak, Sözleşme hükümleri ile ihale dokümanını oluşturan belgelerdeki hükümler arasında çelişki veya farklılık olması halinde, ihale dokümanında yer alan hükümler esas alınır” hükmü ile,
“İhale dokümanını oluşturan belgeler” başlıklı 8.2.1 inci maddesine ait dip not;
“Anahtar teslimi götürü bedel sözleşmelerde madde metni aşağıdaki şekilde düzenlenecektir;
“8.2.1. İhale dokümanını oluşturan belgeler arasındaki öncelik sıralaması aşağıdaki gibidir
1- Yapım İşleri Genel Şartnamesi
2- İdari Şartname,
3- Sözleşme Tasarısı,
4-Uygulama Projesi,
5- Mahal Listesi,
6- Özel Teknik Şartname,
7- Genel Teknik Şartname,
8- Açıklamalar (varsa),
9- Diğer Ekler.”
Hükmü “Münhasır Delil Sözleşmesi” olmaktadır.
Anılan tip sözleşme hükümlerinin “Münhasır Delil Sözleşmesi” olmasının gereği olarak, sözleşme hükümleri ile ihale dokümanını oluşturan belgelerdeki hükümler arasında çelişki veya farklılık olması halinde, ihale dokümanında yer alan hükümlerin esas alınmasının, bu esas almada ise ihale dokümanlarını oluşturan belgeler arasında ki öncelik sıralamasının dikkate alınmasının zorunlu olduğu hususunun kabulü gerekmektedir.
Dolayısıyla delil sözleşmesi olan “ihale dokümanları” ihtilafların çözümünde kesin delil sayılması hasebiyle gerek tarafları ve gerekse mahkemeyi bağlayacağından hakimin görevinden ötürü (re'sen) bu hususu göz önünde bulundurması mecburidir
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 287 inci maddesine paralel olarak 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Delil sözleşmesi” başlıklı 193 üncü maddesi birinci fıkrası;
“Taraflar yazılı olarak veya mahkeme önünde tutanağa geçirilecek imzalı beyanlarıyla kanunda belirli delillerle ispatı öngörülen vakıaların başka delil veya delillerle ispatını kararlaştırabilecekleri gibi; belirli delillerle ispatı öngörülmeyen vakıaların da sadece belirli delil veya delillerle ispatını kabul edebilirler…..”
Şeklinde düzenlenmiş olup, bu madde hükmüne göre de delil sözleşmeleri bir hususun belirli bir ya da birkaç delille ispat edilebileceğini öngören sözleşmelerdir. Kanun hükmü gereği delil sözleşmeleri müstakil bir sözleşme şeklinde yapılabileceği gibi mevcut bir sözleşmeye kayıt düşmek suretiyle de yapılabilir.