Hizmet Alım İhalelerini Alan Yüklenicilere (Alt İşveren) Ödenen İşçi Haklarından Dolayı Rücu Edilebilir Mi?
Hizmet Alımları İşçi Hakları Mali Hakem - Editör 17.11.2017 3713Özeti :
Hizmet alım ihaleleri bünyesinde çalışan taşeronlara idarelerce yapılan ödemeler için yüklenici firmalara (alt işveren) rücu edilmesine gerek var mıdır? Son dönemde idareler ihale dokümanlarına bu yönde hükümler koymakta ve rücu etme uygulaması yaygınlaşmaktadır. Yargıtay kararları da bu hali desteklemektedir.
Hizmet Alım İhalelerini Alan Yüklenicilere (Alt İşveren) Ödenen İşçi Haklarından Dolayı Rücu Edilebilir mi?
Hizmet alım ihalesinde ihaleleri alan yüklenicilere (Bu kişiler hakkında 4857 sayılı İş Kanunu hükümlerine göre alt işveren ifadesi de kullanılabilir.), ücret dışında kalan işçi haklarının (kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, izin ücreti vb.) ödenmesi sebebiyle rücu edilebilir mi sorusu son zamanlarda önemli bir yer tutmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 2. maddesinde;
“…Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.” denilerek alt işveren-asıl işveren tanımlanmıştır.
Aynı Kanunun 6. maddesinde ise;
“İşyeri veya işyerinin bir bölümü hukuki bir işleme dayalı olarak başka birine devredildiğinde, devir tarihinde işyerinde veya bir bölümünde mevcut olan iş sözleşmeleri bütün hak ve borçları ile birlikte devralana geçer.
Devralan işveren, işçinin hizmet süresinin esas alındığı haklarda, işçinin devreden işveren yanında işe başladığı tarihe göre işlem yapmakla yükümlüdür.
Yukarıdaki hükümlere göre devir halinde, devirden önce doğmuş olan ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlardan devreden ve devralan işveren birlikte sorumludurlar. Ancak bu yükümlülüklerden devreden işverenin sorumluluğu devir tarihinden itibaren iki yıl ile sınırlıdır.
…” hükmü yer almaktadır.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 12. maddesinde;
“…Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin bir işte veya bir işin bölüm veya eklentilerinde, iş alan ve bu iş için görevlendirdiği sigortalıları çalıştıran üçüncü kişiye alt işveren denir. Sigortalılar, üçüncü bir kişinin aracılığı ile işe girmiş ve bunlarla sözleşme yapmış olsalar dahi, asıl işveren, bu Kanunun işverene yüklediği yükümlülüklerden dolayı alt işveren ile birlikte sorumludur.” denilmektedir.
Anılan mevzuat hükümleri karşısında, hizmet alımı ihalesi suretiyle yüklenici (alt işveren) tarafından istihdam edilen çalışanların, dava konusu edilen ücret dışındaki işçi alacaklarına ilişkin olarak asıl işveren olarak yapılmış olan ödemelerin yüklenicilerine rücu edilmesi gerekmektedir.
Ancak, söz konusu rücu işlemlerinin ne şekilde yapılacağı belirsiz olduğu gibi, rücu işlemlerinde yüklenicilerin sorumluluğunun neleri kapsadığı da belirsizdir. Konuya yönelik olarak özellikle Maliye Bakanlığı ile Çalışma Bakanlığının yaklaşımları da bu belirsizliği artırmaktadır. Çalışma Bakanlığının sitemizde de yayımlanan bir görüşünde kıdem tazminatlarından idarelerin sorumlu olduğu ifade edilmektedir.
Şuan, söz konusu hakların ödenmesinden kimin sorumlu olduğu hususu mahkeme kararlarıyla netliğe kavuşacak gibi durmaktadır.