Damga Vergilerinin Yatırılma Zamanı ve Hakedişlerden Kesilip Kesilemeyeceği Konusu

Hizmet Alımları Kesintiler
Damga vergilerinin yatırılma zamanı ve hakedişlerden kesilip kesilemeyeceği konusu
Özeti :

Damga vergilerinin zamanında yatırılması gerekir. Ancak, yatırılmayan damga vergilerinin hakedişlerden gerekli cezalar uygulanarak kesilmesi mümkün olduğu gibi, yatırmayan firmalarla sözleşme imzalanmaması da mümkün gözükmemektedir.

  İhale ve mali konularda DANIŞMANLIK ve EĞİTİM talepleriniz için iletişime geçmek üzere lütfen TIKLAYINIZ

488 sayılı Damga Vergisi Kanunu’nun 15 inci maddesine göre, damga vergileri makbuz karşılığı veya istihkaktan kesinti suretiyle ödenebilmektedir. Kural damga vergilerinin makbuz karşılığı ödenmesi olmakla birlikte, 488 sayılı Kanunun 19 uncu maddesine göre ödemelerde, ödeme damga vergilerinin istihkaktan kesinti yapılarak ödenmesinde herhangi bir sakınca bulunmamaktadır.

Damga vergileri makbuz karşılığı veya istihkaktan kesinti yapılarak ödenmekte olup, her iki yapıda da damga vergilerinin ödeneceği zaman farklılaştırılmıştır.

Aynı Kanunun 22 nci maddesine göre;

“Makbuz karşılığı ödemelerde Damga Vergisi;

a) Maliye Bakanlığınca belirlenen mükellefler, kurum ve kuruluşlar tarafından bir ay içinde düzenlenen kâğıtların vergisi, ertesi ayın yirminci günü akşamına kadar vergi dairesine bir beyanname ile bildirilir ve yirmi altıncı günü akşamına kadar ödenir.

b) (a) bendi dışındaki hallerde, kâğıdın düzenlendiği tarihi izleyen onbeş gün içinde vergi dairesine bir beyanname ile bildirilir ve aynı süre içinde ödenir.

Maliye Bakanlığı, bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esasları belirlemeye, lüzum göreceği işlemlere ilişkin kâğıtlara ait verginin yukarıdaki sürelere bağlı kalmaksızın ve beyanname aranmaksızın kâğıdın düzenlenmesinden önce veya noterlerce işleme tâbi tutulması sırasında ödenmesi zorunluluğunu getirmeye, vergiyi işlem anında ilgili kamu kurum veya kuruluşuna makbuz karşılığı ödettirmeye yetkilidir.”

Makbuz karşılığı damga vergisi ödemelerinde, ihale karar ve sözleşme damga vergileri, kâğıdın düzenlendiği tarihi izleyen onbeş gün içerisinde vergi dairesine beyanname ile gerekli bildirimlerin yapılması ve yine aynı süre içerisinde ödemelerin yapılması gerekir.

Öncelikle, damga vergilerinin düzenlenen kâğıtlardan alındığı noktasında şüphe bulunmamaktadır. Ancak, ihale karar damga vergilerinin alınacağı tarihle bağlantılı olarak çeşitli tereddütler bulunmaktadır. Çünkü karar damga vergisi ihale komisyonu kararının verildiği tarihi takip eden onbeş gün içerisinde yatırılmak durumundadır. Ancak, söz konusu kararın ilgili kişi için kazanılmış hak olması 4734 sayılı Kanunda öngörülen sürelerin bitmesinden sonra ancak mümkün olabilmektedir. 4734 sayılı Kanunda da, şikâyet ve itirazen şikâyet sürelerine yer verilmiş ve isteklilere yapılacak tebligatlarla ilgili olarak tebligat sürelerine yer verilmiştir. Bu süreler dikkate alındığında, ihale üzerinde kalan ve ihale karar damga vergisini ödeyecek olan kişinin bundan haberdar olabilmesi, damga vergisinin yatırılması gereken tarihten (İhale kararına müteakip onbeş gün) çok sonra mümkün olmaktadır. Bu sebeple ihale komisyonu kararına dayalı olarak yatırılan karar damga vergisinin her türlü sürecin kesinleşmesinden sonra hüküm ifade etmesini temin edecek şekilde gerekli değişikliklerin yapılmasında fayda bulunmaktadır. Kanaatimizce, karar damga vergisinin ilgiliye kararın ulaştığı ve şikâyet ve itirazen şikâyet başvurularının olmadığı, ihale üzerinde kalan kişinin kesinleştiği tarihten itibaren onbeş gün içerisinde yatırılmasını istemek daha uygun olacaktır.

488 sayılı Kanunun 23 üncü maddesine göre; “Genel bütçeli daireler dışında kalan ve istihkaktan kesinti yapmak durumunda bulunan daire ve müesseseler tarafından bir ay içinde kesilen Damga Vergisi, ertesi ayın 20 nci günü akşamına kadar ödemenin yapıldığı yer vergi dairesine bir beyanname ile bildirilir ve 26 ncı günü akşamına kadar yatırılır.”

Buna göre, ödemelerde kesilen damga vergileri idarelerce ertesi ayın 20 nci gününe kadar beyan edilip, 26 ncı günü akşamına kadar ödenmelidir.

Damga vergilerinin ödenmesiyle ilgili kurallar bu şekilde olmakla birlikte, burada üzerinden durulması gerekli iki konu bulunmaktadır:

  • Sözleşmenin imzalanması sırasında damga vergilerinin yatırılmamış olması,
  • Yatırılmayan damga vergilerinin sonradan hakedişlerden kesilmesi.

Öncelikle, 4734 sayılı Kanunda ve Hizmet Alım İhaleleri Uygulama Yönetmeliğinde damga vergilerinin yatırılmamış olmasının sözleşmenin imzalanmasına engel teşkil ettiğine yönelik olarak bir düzenleme bulunmamaktadır. Damga vergileri sözleşmenin imzalanmasına engel değil, sözleşmenin imzalanmasıyla birlikte ilgili kişilerden talep edilecek unsurlar olarak karşımıza çıkmaktadır. 488 sayılı Kanunda vergilerin ödenmesi, bunların ödeneceği zaman, ödenmediği durumlarda yapılacak müeyyideler yer almakta, ancak, damga vergisinin ödenmediği durumlarda sözleşmelerin imzalanmayacağına yönelik bir düzenlemeye yer verilmemektedir. Olmayan yaptırımların idarelerce ortaya konulması, talep edilmesi idari işlemlerde hukukilik ilkesiyle örtüşmeyecektir.

İhale kararları, 4734 sayılı Kanunun 40 ıncı maddesi gereğince ihale yetkilisi tarafından onaylanmak suretiyle geçerlik kazandıklarından, onayın yapıldığı tarihte damga vergisi açısından vergiyi doğuran olay meydana gelmiş olmaktadır.[1] İhale kararının onaylanmasından sonra hazırlanan sözleşmeler ise tarafların imzasıyla tekemmül ettiğinden, damga vergisi sorumluluğu da bu anda doğar. İhale kararına ve sözleşmelere ilişkin olarak 488 sayılı Kanuna ekli 1 sayılı tabloda gösterilen oranlarda hesaplanacak damga vergisinin, hakediş ödemesi sırasında düzenlenen kağıtlarla ilgisi bulunmamaktadır.

488 sayılı Kanunun 19 uncu maddesinde hangi hallerde hakedişten kesinti yapılmak suretiyle ödemelerin gerçekleştirilebileceği belirtilmektedir:

“Genel ve özel bütçeli dairelerle il özel idareleri ve belediyeler, bankalar, iktisadi kamu teşekkülleri ile bunların iştirakleri ve müesseseleri ve benzeri teşekkül, iştirak ve müesseselerin ödemelerinde kullanılan ve nispi vergiye tabi bulunan makbuzlarla bu mahiyetteki kâğıtlara ait vergilerin,

a) Bu ödemelerin yapılması,

b) Avans suretiyle ödemelerde avansın itası,

Sırasında ilgili daire ve müesseseler tarafından istihkaklardan kesinti yapılması şekliyle ödenmesine Maliye Bakanlığınca izin verilebilir.

(Ek fıkra: 29/07/1970 - 1318/100 md.) Maliye Bakanlığı lüzum gördüğü hallerde vergiyi istihkaktan kesinti yapılması şekliyle ödetmeye yetkilidir.”

Bu hükümler çerçevesinde ihale karar ve sözleşme damga vergisinin kural olarak hakedişlerden kesinti yapılmak suretiyle ödenmemesi gerekir. Ancak, ihalelerde yatırılmayan damga vergileri yüklenicinin sorumluluğundadır. 488 sayılı Kanunun 24 üncü maddesine göre Damga Vergisinin ödenmemesinden veya noksan ödenmesinden dolayı alınması gerekli olan vergi ve cezalardan, mükelleflere rücu hakkı olmak üzere, kâğıtları ibraz eden idarelerin sorumluluğu bulunmaktadır. Ancak, görüleceği üzere bu sorumluluk rücu ile birlikte ele alınmakta olup, yüklenicinin rızasıyla damga vergisinin cezasıyla birlikte hakedişinden kesinti yapılmasını istediği hallerde, hakedişlerden kesinti yapılarak ödenmesinde kanaatimizce bir sakınca olmayacaktır. Asıl olan verginin alınması ve bundan dolayı hazinenin zarara uğramaması olduğundan ve ödememe veya eksik ödemeyle ilgili gerekli müeyyideler de uygulandığından dolayı, sözleşme imzalanırken damga vergileri alınmayıp da, daha sonra hakedişlerden cezalarıyla birlikte alınmasında neticesi itibarıyla fark olmayacaktır.

6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri kapsamına Damga Vergileri de girmektedir. Bu vergilerin zamanında ödenmemesine, tecil, tehir ve gecikme cezalarına yönelik hükümler mezkûr Kanunda yer almaktadır. Bu bağlamda, hakedişlerden kesinti yapılarak -gecikme cezaları ve varsa diğer müeyyidelerin de uygulanması şartıyla- söz konusu alacakların tahsilinde kanaatimizce herhangi bir hukuki sorun bulunmamaktadır.

 

[1] İhale kararlarına karşı olarak yapılan hak arama yolları burada göz ardı edilmiştir. Hak arama yollarıyla ihale kararının değiştirildiği, değiştirilmese dahi bu yolların kullanıldığı hallerde, ihale kararı onayı, bu kararların idareye geldiği tarih olarak dikkate alınmalıdır.