Bilgi Edinme ve Değerlendirme Kurulunca Verilmesine Karar Verilen Bilgilerin Verilmemesinde Sorumluluk (Mali Hukuk Sayı: 159, Mayıs_Haziran 2012)
Mali Yönetim Mali Yönetim ve Kontrol Akın Şimşek - Kamu Yönetimi Uzmanı 28.01.2016 3076Özeti :
Bu analizde vatandaşlar tarafından Bilgi Edinme Hakkı Kanunu kapsamında talep edilen bilgilerin kurumlarca verilmesi gerektiğinin Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu kararı ile de belirlenmesine rağmen bilgi vermeyenlerin kanun ve Bilgi Edinme Hakkı Kanununun Uygulanmasına İlişkin Esas ve Usuller Hakkında Yönetmelik hükümleri ile yargı kararları kapsamında sorumluluklarından bahsedilecektir.
BİLGİ EDİNME VE DEĞERLENDİRME KURULUNCA VERİLMESİNE KARAR VERİLEN BİLGİLERİN VERİLMEMESİNDE SORUMLULUK (MALİ HUKUK SAYI: 159, MAYIS – HAZİRAN 2012)
I- GİRİŞ
Ülkemizde 2003 yılında 4982 sayılı “Bilgi Edinme Hakkı Kanunu” nun yürürlüğe girmesiyle vatandaşların kamusal bilgiye erişiminde uygulanacak kurallar yasal bir zemine kavuşturulmuştur. Bilgi Edinme Hakkı Kanunu’nun amacı, demokratik ve şeffaf yönetimin gereği olan eşitlik, tarafsızlık ve açıklık ilkelerine uygun olarak kişilerin bilgi edinme hakkını kullanmalarına ilişkin esas ve usulleri düzenlemek, kapsamı ise kamu kurum ve kuruluşları ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının faaliyetleri olarak belirlenmiştir. Aynı kanun ile Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulunun da oluşturulmasıyla bu düzenleme kapsamında ortaya çıkan uyuşmazlıkların öncelikle bu kurulda çözülmesi amaçlanmıştır.
Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulunda da çözülemeyen veya bu kurul kararına rağmen uygulanmayan işlemlerin de idari yargıda çözümlenmesi imkanı sağlanmış ancak bazı özel durumlar da kanun kapsamı dışında tutulmuştur.
Bu makalede vatandaşlar tarafından Bilgi Edinme Hakkı Kanunu kapsamında talep edilen bilgilerin kurumlarca verilmesi gerektiğinin Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu kararı ile de belirlenmesine rağmen bilgi vermeyenlerin kanun ve Bilgi Edinme Hakkı Kanununun Uygulanmasına İlişkin Esas ve Usuller Hakkında Yönetmelik[1] hükümleri ile yargı kararları kapsamında sorumluluklarından bahsedilecektir.
II- BİLGİ EDİNME HAKKI
İdare hukuku çerçevesinde teknik bir tanım yapmak gerekirse, bilgi edinme hakkı şöyle tanımlanabilir. Bilgi edinme hakkı, idarenin tek yanlı iradesiyle hukuk düzeninde yapacağı değişiklikler hakkında ilgili bireylerin, işlemin niteliği ve sonuçları hakkında bilgi alabilmesini sağlayan bir özgürlüktür. Bilgi edinme hak ve özgürlüğünün temel amacı, idarenin alacağı kararları hukuka uygun bir şekilde etkileyebilmesi için, kişinin bilgilenmesini sağlamaktır. Ayrıca, İdarenin karar toplantılarına vatandaşların yetkili olarak katılımı ve söz sahibi olması için de kişinin idarenin alacağı kararlar hakkında önceden bilgi sahibi olması gerekir. Diğer taraftan, yönetilenlerce idarenin demokratik yoldan denetimi için de önemli bir araçtır. Bütün bu yönleriyle bilgi edinme hak ve özgürlüğü, yönetimde açıklığı sağlayan, bireyleri tebaa durumundan çıkarıp sunulan kamu hizmetinden yararlanan statüsüne yükselten, gün ışığında yönetim ya da yönetimde demokrasinin en önemli unsurlarından birisidir.
Bilgi edinme hakkı, temel insan hak ve özgürlüklerinin üçüncü kuşağını oluşturan dayanışma haklarının (solidarity rights) iyi bir örneğini oluşturmakta olup, niteliği itibariyle sivil bir haktır. Diğer bir deyişle, bilgi edinme hakkı bireylere ve özel hukuk tüzel kişilerine tanınan bir hak olup, bu hakkın kamu kurum ve kuruluşlarınca (kamu tüzel kişilerince) kullanılması söz konusu değildir. Bu bağlamda, kamu kurum ve kuruluşları bilgi verme yükümlülüğü (ödevi) taşıyan yapılar konumundadır[2]
III- BİLGİ EDİNME KAPSAMINDAKİ KURUMLAR
Bilgi Edinme Hakkı Kanunu kapsamındaki kurum ve kuruluşlar;
- Merkezi idare kapsamındaki kamu idareleri ile bunların bağlı, ilgili veya ilişkili kuruluşları,
- Köyler hariç olmak üzere mahalli idareler ve bunların bağlı ve ilgili kuruluşları ile birlik veya şirketleri,
- C. Merkez Bankası, İMKB ve üniversiteler de dahil olmak üzere kamu tüzel kişiliğini haiz olarak enstitü, teşebbüs, teşekkül, fon ve sair adlarla kurulmuş olan bütün kamu kurum ve kuruluşları,
- Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları,
Olarak belirlenmiştir. Bu kapsamda doğal olarak da bu kurum ve kuruluşların faaliyetleri bilgi edinme kapsamındadır.
IV- KURUMLARDAN İSTENEMEYECEK BİLGİLER
Bilgi edinme başvurusuna konu olsa dahi kamu kurum ve kuruluşlarınca başvuru sahiplerine verilemeyecek olan bilgi ve belgeler bilgi edinme hakkının istisnalarını oluşturmakta olup, bunlar 14 başlık altında toplanabilir[3].
- Açıklanması hâlinde devletin emniyetine, dış ilişkilerine, millî savunmasına ve millî güvenliğine açıkça zarar verecek ve niteliği itibarıyla devlet sırrı olan gizlilik dereceli bilgi veya belgeler. (BEHK Md.16)
- Açıklanması ya da zamanından önce açıklanması hâlinde, ülkenin ekonomik çıkarlarına zarar verecek veya haksız rekabet ve kazanca sebep olacak bilgi veya belgeler. (BEHK Md.17)
- Sivil ve askerî istihbarat birimlerinin görev ve faaliyetlerine ilişkin bilgi veya belgeler. Ancak, bu bilgi ve belgeler kişilerin çalışma hayatını ve meslek onurunu etkileyecek nitelikte ise, istihbarata ilişkin bilgi ve belgeler bilgi edinme hakkı kapsamı içindedir. (BEHK Md.18)
- Kurum ve kuruluşların yetkili birimlerince yürütülen idarî soruşturmalarla ilgili olup, açıklanması veya zamanından önce açıklanması hâlinde;
- Kişilerin özel hayatına açıkça haksız müdahale sonucunu doğuracak,
- Kişilerin veya soruşturmayı yürüten görevlilerin hayatını ya da güvenliğini tehlikeye sokacak,
- Soruşturmanın güvenliğini tehlikeye düşürecek,
- Gizli kalması gereken bilgi kaynağının açığa çıkmasına neden olacak veya soruşturma ile ilgili benzeri bilgi ve bilgi kaynaklarının temin edilmesini güçleştirecek,
Bilgi veya belgeler, bu Kanun kapsamı dışındadır. (BEHK Md.19)
Burada dikkat edilmesi gereken husus idari soruşturmalarla ilgili bilgi ve belgelerin ilke olarak bilgi edinme hakkı kapsamında "açık" bilgi ve belgeler olduğu; bunlardan sadece Kanunun 19 uncu maddesinde sayılan hallere ilişkin bilgi ve belgelerin bilgi edinme hakkı kapsamı dışında olduğudur.
- Adli soruşturma ve kovuşturmalarla ilgili olup açıklanması veya zamanından önce açıklanması hâlinde;
- Suç işlenmesine yol açacak,
- Suçların önlenmesi ve soruşturulması ya da suçluların kanunî yollarla yakalanıp kovuşturulmasını tehlikeye düşürecek,
- Yargılama görevinin gereğince yerine getirilmesini engelleyecek,
- Hakkında dava açılmış bir kişinin adil yargılanma hakkını ihlâl edecek,
Nitelikteki bilgi veya belgeler, bu Kanun kapsamı dışındadır. 4.4.1929 tarihli ve 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu, 18.6.1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu, 6.1.1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu ve diğer özel kanun hükümleri saklıdır.(BEHK Md.20)
Yukarıda idari soruşturmalara ilişkin bilgi ve belgeler için bahsedilen ilke olarak "açık" bilgi ve belge olması hususu, adli soruşturma ve kovuşturmaya ilişkin bilgi ve belgeler için de geçerlidir.
- Kişinin izin verdiği hâller saklı kalmak üzere, özel hayatın gizliliği kapsamında, açıklanması hâlinde kişinin sağlık bilgileri ile özel ve aile hayatına, şeref ve haysiyetine, meslekî ve ekonomik değerlerine haksız müdahale oluşturacak bilgi veya belgeler, bilgi edinme hakkı kapsamı dışındadır.
Kamu yararının gerektirdiği hâllerde, kişisel bilgi veya belgeler, kurum ve kuruluşlar tarafından, ilgili kişiye en az yedi gün önceden haber verilerek yazılı rızası alınmak koşuluyla açıklanabilir.(BEHK Md.21)
- Haberleşmenin gizliliği esasını ihlâl edecek bilgi veya belgeler. (BEHK Md.22)
- Kanunlarda ticarî sır olarak nitelenen bilgi veya belgeler ile, kurum ve kuruluşlar tarafından gerçek veya tüzel kişilerden gizli kalması kaydıyla sağlanan ticarî ve malî bilgiler.(BEHK Md.23)
- Fikir ve sanat eserlerine ilişkin olarak yapılacak bilgi edinme başvuruları hakkında ilgili kanun hükümleri uygulanır.(BEHK Md.24)
- Kurum ve kuruluşların, kamuoyunu ilgilendirmeyen ve sadece kendi personeli ile kurum içi uygulamalarına ilişkin düzenlemeler hakkındaki bilgi veya belgeler.(Ancak, söz konusu düzenlemeden etkilenen kurum çalışanlarının bilgi edinme hakları saklıdır)(BEHK Md.25)
- Kurum ve kuruluşların faaliyetlerini yürütmek üzere, elde ettikleri görüş, bilgi notu, teklif ve tavsiye niteliğindeki bilgi veya belgeler, kurum ve kuruluş tarafından aksi kararlaştırılmadıkça bilgi edinme hakkı kapsamındadır.
Bilimsel, kültürel, istatistik, teknik, tıbbî, malî, hukukî ve benzeri uzmanlık alanlarında yasal olarak görüş verme yükümlülüğü bulunan kişi, birim ya da kurumların görüşleri, kurum ve kuruluşların alacakları kararlara esas teşkil etmesi kaydıyla bilgi edinme istemlerine açıktır.(BEHK Md.26)
- Tavsiye ve mütalaa talepleri bilgi edinme hakkının kapsamı dışındadır.(BEHK Md.27) Burada kastedilen "tavsiye talebi", başvuru sahiplerinin belli bir konuda ne yapmaları ya da nasıl davranmaları gerektiğine ilişkin idareden kendilerine tavsiyede bulunmasını istemelerine ilişkin başvurulardır. Vatandaşlar bu tarz taleplerini 3071 sayılı Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Kanun çerçevesinde idareye yöneltebilirler. 4982 sayılı Kanunun 27 nci maddesinde yer alan "mütalaa talebi" ise idarenin kayıtlarında yer almadığı halde belli bir konuda yorum yapmasını gerektirecek nitelikteki başvurular anlamındadır. Örneğin "herhangi bir Kanunun belli bir maddesinden ne anlamak gerektiğini" idareye soran bir vatandaş, idareden "mütalaa talebinde" bulunmuş olacaktır. Bu tarz talepler de yine 3071 sayılı Kanun çerçevesinde idareye yöneltilebilecektir. Diğer taraftan, bir kamu kurum veya kuruluşunun faaliyetlerini yürütürken bir başka kişi ya da kurumdan resmen aldığı bir "mütalaa (görüş) belgesi" bulunuyor ve bu belge kurum kayıtlarına geçmiş ise, bu tür mütalaa belgeleri 4982 sayılı Kanunun 26 ncı maddesi kapsamında değerlendirilecektir.
- Kurum ve kuruluşlar;
- Ayrı veya özel bir çalışma, araştırma, inceleme ya da analiz neticesinde oluşturulabilecek türden bir bilgi veya belge için yapılacak başvurulara,(BEHK Md. 7)
- Tekemmül etmemiş bir işleme ilişkin bilgi veya belge için yapılacak başvurulara,(Bilgi Edinme Yönetmeliği Md.12)
- Belli bir tarihte açıklanacağı, duyurulacağı önceden belirtilmiş olup, zamanından önce açıklanması halinde kamu yararını zedeleyecek veya kişisel menfaat temin etmek için kullanılabilecek bilgi veya belgeler için yapılacak başvurulara,
Olumsuz cevap verebilir.(Bilgi Edinme Yönetmeliği Md.12)
- Kurum ve kuruluşlar, daha önce cevaplandığı halde aynı kişiler tarafından yapılan tekrar mahiyetindeki başvurular ile soyut ve genel nitelikteki başvuruları işleme koymaz ve durumu başvuru sahibine yazılı olarak bildirir.(Bilgi Edinme Yönetmeliği Md.18)
V- BİLGİ EDİNMEDE KURUMLARIN SORUMLULUKLARI
Bilgi edinme birimlerinde görevli personel, bilgi edinme başvurusunda bulunan kişilere yol göstermekle ve Kanun kapsamında sahip oldukları hakları kullanabilmeleri için yardımcı olmakla yükümlüdür. Görevli personel bu amaçla, dilekçe veya formlardaki şekil noksanlıklarını başvuru sahiplerine başvuru anında belirtir ve bunların nasıl giderileceği konusunda yol gösterir.(Bilgi Edinme Yönetmeliği Md.15)
Kanunun istisnalarına dayanarak bir bilginin verilmemesi ya da 15 işgünü içinde başvurusuna herhangi bir cevap verilmemesi halinde, başvuru sahibi 60 gün içinde idari yargıya başvurmadan önce, isterse 15 gün içinde Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu'na itirazda bulunabilir. Kurul ise kararını en geç 30 iş günü içerisinde verir. Kurula itiraz, başvuru sahibinin idarî yargıya başvurma süresini durdurur.(BEHK Md.13, Bilgi Edinme Yönetmeliği Md.24) Bilgi edinme hakkının kullanımı kapsamındaki başvurulara ilişkin uygulamalar, kurum ve kuruluş yöneticilerince mevzuat dahilinde denetlenir. Kanunun ve Yönetmeliğin uygulanmasında ihmali, kusuru veya kastı bulunan memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında, işledikleri fiillerin genel hükümler çerçevesinde ceza kovuşturması gerektirmesi hususu saklı kalmak kaydıyla, tabi oldukları mevzuatta yer alan disiplin cezaları uygulanır. (BEHK Md. 29, Bilgi Edinme Yönetmeliği Md. 42) Buna göre bir bilgi vermede kusurlu memura 657 sayılı Kanunun 125'nci maddesi gereğince ihmal halinde uyarma, kusur halinde kınama, kasıt halinde ise aylıktan kesme cezası verilebilecektir[4].
VI- SORUMLULUĞUNU YERİNE GETİRMEME DURUMUNDA ÖRNEK DANIŞTAY KARARI
Bilgi Edinme ve Değerlendirme Kurulunca şikayetçinin bilgi edinme hakkı kapsamında istediği bilgi ve belgelerin verilmesi gerektiğinin belirtilmesine rağmen, bu belgeleri haklı bir gerekçe olmaksızın vermeyerek söz konusu hakkın kullanılmasının önlenmesine yönelik eylemin, ilgili hakkında soruşturma yapılmasını gerektirecek nitelikte bulunduğu hakkındaki Danıştay Birinci Dairesinin 10.2.2011 tarih ve Esas No: 2011/71 Karar No: 2011/276 sayılı kararında “4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanununun 4 üncü maddesinde, herkesin bilgi edinme hakkına sahip olduğu, 5 inci maddesinde, kurum ve kuruluşlar, bu Kanunda yer alan istisnalar dışındaki her türlü bilgi veya belgeyi başvuranların yararlanmasına sunmak ve bilgi edinme başvurularını etkin, süratli ve doğru sonuçlandırmak üzere, gerekli idari ve teknik tedbirleri almakla yükümlü oldukları, 14 üncü maddesinde bilgi edinme başvurusuyla ilgili yapılacak itirazlar üzerine, 16 ve 17 nci maddelerde öngörülen sebeplere dayanılarak verilen kararlan incelemek, kurum ve kuruluşlar için bilgi edinme hakkının kullanılmasına ilişkin olarak kararlar vermek üzere; Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu oluşturulduğu hükme bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden. …… Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanı ... hakkında yürütülen soruşturma kapsamında …… Bakanlığı Müfettişleri tarafından ön inceleme raporu hazırlandığı. ……Bakanı tarafından anılan ön inceleme raporuna istinaden söz konusu kişi hakkında 30.6.2009 tarih ve 5 sayılı soruşturma izni verilmesi kararının verildiği, bu esnada şikayetçi vekili tarafından ön inceleme raporu ve eklerinin birer örneğinin 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanununa göre kendisine verilmesinin talep edildiği, bu talebin …… Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından reddedildiği, şikayetçi vekilinin Bilgi Edinme ve Değerlendirme Kuruluna itirazda bulunduğu, anılan Kurulun 20.5.2010 tarih ve 787 sayılı kararı ile talep edilen bilgi ve belgelerin eksiksiz bir örneğinin başvuru sahibinin erişimine açılması yönünde karar verildiği. Teftiş Kurulu Başkanlığının 31.5.2010 tarih ve 4676 sayılı yazısı ile ön incelenme raporunun şikayetçi vekiline gönderildiği. …… Bakanı tarafından anılan ön inceleme raporuna istinaden şikayetçi hakkında 30.6.2009 tarih ve 5 sayılı soruşturma izni verilmesi kararına şikayetçi vekili tarafından itiraz edildiği, Ankara Bölge İdare Mahkemesince ... hakkında …… Bakanı yerine ….. Bakanlığı Müsteşarı tarafından karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle kararın kaldırılması ve yeniden bir karar verilmek üzere iadesine karar verildiği. …... Bakanlığı Müsteşarı tarafından aynı soruşturmaya ilişkin yeniden hazırlanan ön inceleme raporuna istinaden ... hakkında soruşturma izni verilmesi kararının verildiği, şikayetçi vekili tarafından yeni tarih ve sayılı ön inceleme raporunun bir örneğinin kendisine verilmesi istemiyle Teftiş Kurulu Başkanlığına yaptığı başvurunun reddedilmesi üzerine Bilgi Edinme ve Değerlendirme Kuruluna yeniden itirazda bulunması sonucunda Bilgi Edinme ve Değerlendirme Kurulu tarafından anılan bilgi ve belgelerin erişime açılması yönünde 16.9.2010 tarih ve 2010/1515 sayılı kararın verilmesine rağmen Teftiş Kurulu Başkanı tarafından söz konusu bilgi ve belgelerin Cumhuriyet Savcılığına da intikal etmesi gerekçe gösterilerek şikayetçi vekiline verilmediği anlaşılmıştır.
Bu durumda Bilgi Edinme ve Değerlendirme Kurulunca şikâyetçinin bilgi edinme hakkı kapsamında istediği bilgi ve belgelerin verilmesi gerektiğinin belirtilmesine rağmen bu belgeleri haklı bir gerekçe olmaksızın vermeyerek söz konusu hakkın kullanılmasının önlenmesine yönelik eylemin, ilgili hakkında soruşturma yapılmasını gerektirecek nitelikte bulunduğu anlaşıldığından, itirazın kabulüyle …… Bakanının 21.12.2010 tarih ve 2010/3 sayılı soruşturma izni verilmemesine ilişkin kararının kaldırılmasına, dosyanın Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına, kararın birer örneğinin ……Bakanlığı ve itiraz eden şikayetçi vekiline gönderilmesine 10.2.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.” Denilmek suretiyle hükme bağlanmıştır.
VII- SONUÇ
Bilgi Edinme Hakkı Kanununun 4 ncü maddesinin “Herkes bilgi edinme hakkına sahiptir. Türkiye'de ikamet eden yabancılar ile Türkiye'de faaliyette bulunan yabancı tüzel kişiler, isteyecekleri bilgi kendileriyle veya faaliyet alanlarıyla ilgili olmak kaydıyla ve karşılıklılık ilkesi çerçevesinde, bu Kanun hükümlerinden yararlanırlar. Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerden doğan hak ve yükümlülükleri saklıdır.”, 5 nci maddesinin “Kurum ve kuruluşlar, bu Kanunda yer alan istisnalar dışındaki her türlü bilgi veya belgeyi başvuranların yararlanmasına sunmak ve bilgi edinme başvurularını etkin, süratli ve doğru sonuçlandırmak üzere, gerekli idarî ve teknik tedbirleri almakla yükümlüdürler.”, aynı Kanunun 29 ncu maddesinin “Bu Kanunun uygulanmasında ihmâli, kusuru veya kastı bulunan memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında, işledikleri fiillerin genel hükümler çerçevesinde ceza kovuşturması gerektirmesi hususu saklı kalmak kaydıyla, tâbi oldukları mevzuatta yer alan disiplin cezaları uygulanır.” hükümleri karşısında bu kapsamdaki uygulamaları mevzuata uygun bir şekilde yerine getirmeyen 657 sayılı Kanuna tabi memurların bu kanun; askeri personel, yargı personeli, üniversite personeli gibi diğer kendi personel kanunu olan kamu çalışanlarının ise tabi oldukları personel mevzuatları gereğince disiplin müeyyideleri ile karşı karşıya kalmaları gündeme gelebilecektir. Hatta bu uygulamalara tam olarak riayet etmeyen ve özellikle Bilgi Edinme ve Değerlendirme Kurulu kararlarına rağmen uygulamada direnenler hakkında genel hükümler çerçevesinde savcılıklar tarafından ceza kovuşturmasına başvurulması dahi ortaya çıkabilecektir.
[1] Makalenin devamında “Bilgi Edinme Yönetmeliği” olarak bahsedilecektir.
[2] Uğur KILINÇ, “Bilgi Edinme Hakkı Kanunu ve Türkiye Uygulaması", Kamu Mevzuatı Dergisi, Yıl: 1, Sayı: 2, Ocak 2009
[3] http://www.bedk.gov.tr/4982-sayili-kanun-hakkinda_20.aspx
[4] http://www.bedk.gov.tr/4982-sayili-kanun-hakkinda_20.aspx